9. sınıf dil anlatım karizma yayıncılık 24-25-26-27-28-29-30-31-32 cevapları


9. sınıf dil anlatım karizma yayıncılık 24-25-26-27-28-29-30-31-32 cevapları 

 

 

 9. sınıf dil anlatım karizma yayıncılık 24-25-26-27-28-29-30-31-32 cevapları
30 daki soruları yazıyorum ölme değerlendirme

1.Aşağıdakilerden hangisi dil-kültür iişkisi için söylenemez?
A)Dilin kültür alanını oluşturduğu
B)Dilin ulusal kimliğin oluşmasında rolü olduğu
C)Dilin farklı milletleri birbirine bağlama özelliği olduğu
D)Dilin bilimin ilerlemesinde önemli rolü olduğu
E)Kültür ve sanat etkinliklerinin dille gerçekleştirilen etkinlikler olduğu

2.Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
*Ulusal sınırlar içinde kullanılan bir dilin, farklı cpğrafi bölgelerdeki söyleyiş biçimine .....denir
*Bir dilin tarihi,sosyal ve kültürel sebeplerle çeşitli bölgelerde zamanla ses,yapı ve kelime dağarcığı bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarına ..... denir

3.Aşağıda verilen türk dillerini ve türkiye türkçesine göre lehçe ve ağız olma durumu doğrultusunda eşleştiriniz.


Türkiye türkçesi ---- Lehçe , Ağız

Tatar'ın konuştuğu Türkçe Cevabı :
Ispartalının konuştuğu Türkçe Cevabı :
Elazığlının konuştuğu Türkçe Cevabı :
Türkmen'in konuştuğu Türkçe Cevabı :
Kırgız'ın konuştuğu Türkçe Cevabı :Lehçe



30.sayfadaki ölçme değerlendirmeden 3 soru geri kalanları yazıcam siz bi sunları cevaplandırırsanız çok iyi olur

31.sayfadaki sorular
4.Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise ''D'',yanlış ise ''Y'' yazınız.

1*Bir ülkede konuşulan ağızlar içinde yaygınlaşarak hakim duruma geçen ve herkes tarafından benimsenip kullanılan dile konuşma dili denir. ( )
2*Konuşma dili bir çok ağza ayrıldığı halde,yazı dili daha birleştirici özellik taşır.( )
3*Konuşma dili,Kuşaklara ve bireylere bağlı olarak varlığını devam ettirdiği için bireylerle birlikte o da kaybolur.( )

5.''Bulunduğu coğrafyanın iklimi, tabiat şartları,bitki örtüsü,hayvan varlığı dilin mutevasını belirler.Söz gelişi Araplar'deve'için pek çok kelime kullanırken eskimolor 'buz' ve 'kar' için yüzlerce kelime oluşturmuşlardır.''
A.Bican Ercilasunun bu sözlerinden dil,kültür ilişkisi ile ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?

Sayfa 30 Cevapları

1-) C
2-) ağız-lehçe
3-) Bende Bulamadım
4-) D-D-Y
Read More...

11.sınıf dil ve anlatım kitabın cevapları


11.sınıf dil ve anlatım kitabın cevapları
sayfa 3
1. Soru : Bilimde siniflandirmaya niçin ihtiyaç duyulmustur?
Cevap : Bilgi alaninin genislemesi ile bilimde siniflandirmaya ihtiyaç duyulmustur. Bu siniflandirmayla konularin birbirine baglanmasi ve anlasilmasi kolaylasmistir.
2. Soru : Siniflandirma yapilirken nelere dikkat edilir?
Cevap : Siniflandirma yapilirken amaç konulari birbirine baglamak oldugu için konularin çesitli yönlerden benzer özelliklerine ve iliskilerine dikkat etmek gerekir.
3. Soru : Edebiyattaki "kurmaca" ve "gerçeklik"ten ne anliyorsunuz?
Cevap : Edebiyatta gerçeklik; somut olarak var olan bir durumun hiçbir müdahaleye ugramadan ifade edilmesidir. Kurmaca ise, bu ifadeye duygu ve hayallerin katilmasidir.
4. Soru : "Göstermeye bagli türler" ve "anlatmaya bagli türler" ifadeleri size neleri çagristiriyor?
Cevap : Göstermeye bagli türler, bir olay veya durumun sahnede canlandirilmasina, anlatmaya bagli türler de bu olay veya durumun yer, zaman, kisiler ve olay örgüsüne baglanilarak anlatilmasina dayanir.
5. Soru : Dil, günlük hayatta daha çok hangi islevde kullanilir?
Cevap : Dil günlük hayatta daha çok göndergesel islevde kullanilir.



sayfa 5

1. Yukaridaki metin "estetik zevk vermek" ya da "heyecan uyandirmak" için mi yoksa "bilgi vermek" için mi yazilmistir? Açiklayiniz.
Cevap : Verilen metin, yazarin lise yillarinda bulundugu Ankara ve çevresi hakkinda bilgi vermek amaciyla yazilmistir. Yani yazar yasadigi anilarini anlatmistir.
2. Metinde verilen bilgilerin dogrulugunun yada yanlisliginin kanitlanabilirligini açiklayiniz.
Cevap : Yazarin verdigi bilgileri belli bir yere ve zamana baglamasi bilgilerin kanitlanabilirligini ortaya koymustur.
3. Metinde anlatim türlerinden hangilerinin kullanildigini örnekle açiklayiniz.
Cevap : Metinde yazar, yasadiklarini anlatirken, öyküleyici anlatimdan, yasadigi çevreyi anlatirken betimleyici anlatimdan yararlanmistir.
"Yozgat'tan ayrildiktan 5 gün sonra kimi yerlerde kala kala... Pencereleri, yapinin genisligine oranla küçük ve..." gibi cümleler bunlara örnek olabilir.



sayfa 8

1. Yazar, "Miras Keçe" hikayesini okuyucuya bilgi fermek amaciyla mi yoksa okuyucuyu kendi kurdugu dünyaya çekmek amaciyla mi yazmistir?
Cevap : Yazari hikayeyi okuyucuyu kendi kurdugu dünyaya çekmek amaciyla yazmistir.
2. "Eski Ankara" ile "Miras Keçe" metinlerini ögreticilik ve sanatsal islevi yönünden karsilastiriniz.
Cevap : "Eski Ankara" metni bilgi vermek amaciyla yazilmis ögretici bir metin, "Miras Keçe" metni ise sanatsal islevi olan kurmaca bir metindir.
3. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinde kisi, zaman, mekan ve olaylarda degisiklik yapilip yapilamayacagini belirleyiniz. Belirlediginiz sonuçlar sizi ögretici ve sanatsal metinlerin hangi özelligine götürmektedir?
Cevap : Ögretici metinler gerçekligi oldugu gibi, degistirmeden verdigi için kisi, zaman, mekan ve olaylarda degisiklik yapilamaz. Kurmaca metinler ise var olan gerçeklige sanatçinin duygu ve hayallerini katmasiyla olustugu için bu unsurlarda degisiklik yapilabilir.
4. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinden hangisinde üslup kaygisi söz konusudur?
Cevap : "Miras Keçe" metni sanatsal bir metin oldugu için üslup kaygisi ön plandadir.
5. Dil, "Miras Keçe" metninde agirlikli olarak hangi islevinde kullanilmistir?
Cevap : "Miras Keçe" metninde dil agirlikli olarak göndergesel islevinde kullanilmistir.
6. "Miras Keçe" metninde hangi anlatim türleri kullanilmistir? Bu türlere örnekler veriniz.
Cevap : "Miras Keçe" metninde öyküleyici anlatim, cosku ve heyecana bagli anlatim türleri kullanilmistir.
"Sonra bir gün mutfakta çamasircinin küçük iskemlesi üzerinde gördüm. Orada dört kat edilip birakilmisti... Adeta bacak bak üstüne atmisti, gururlu bir hali vardi..." cümleleri bu türlere örnek verilebilir.
7. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinin sorularina verdiginiz cevaplardan hareketle ögretici ve sanatsal metinlerin özelliklerini maddeler halinde yaziniz.
Cevap :
* Ögretici metinlerde amaç, okuyucuya bilgi vermektir.
* Sanatsal metinlerde amaç, yazarin okuyucuya kendi dünyasini yansitmak istemesidir.
* Ögretici metinlerde üslup kaygi ön planda degildir.
* Sanatsal metinlerde üslup kaygisi ön plandadir.
* Ögretici metinlerde dil göndergesel islevinde kullanilir.
* Sanatsal metinlerde de dil göndergesel islevinde kullanilir.



sayfa 11

3. Etkinlik Tablo
Sözlü Anlatim : Söylev, Konferans, Açik Oturum, Sempozyum, Forum, Münazara, Röportaj, Mülakat
Ögretici Metin : Mektup, günlük, ani, biyografi, gezi yazisi, sohbet, deneme, makale, elestiri, roman, hikaye
Göstermeye Bagli Metin : Tiyatro
Anlatmaya Bagli Metin : Hikaye, masal, fabl, fikra



Sayfa 11

3.Etkinlik tablo

Sözlü anlatim : söylev,konferans,açik oturum,sempozyum,forum,münazar a,röportaj ve mülakat

ögretici metin : mektup,günlük,ani,biyografi,ge zi yazisi,sohbet,deneme,makale,el estiri,roman ve hikaye.

Göstermeye bagli metin : Tiyatro

Anlatmaya bagli : Hikaye,masal,fabl,fikra



Sayfa 13
1)
*açiklayarak ifader eder....
*siirsel....
*göstermeye bagli ve anlatmaya bagli
*gerçek

2)
* D
* Y
* Y
* D
* D

3) D
4) E
5) soru hatali
6) D
7) B
8) A
9) C

Sayfa 16
Birinci soru
1.sanat
2.kurmaca

ikinci soru
d,d,y

3) A
4) D
5) D
6) E
7) C
8) D
9) E
10) bu soruda hatali
11) D
12) B
13) C
14) E
15) A

---------------------------------------------------------
sayfa 11 4. etkinlik iki buçuk hikayesinin devami kendi yazimimdir
esinlenerek yazmaniz daha iyi olur birebir kopya olmaz

iftara saatler kalmisti. karnimdaki sesler, sanciya dönüsmüstü. fakat biraz daha bekleyecektim. üzerinde siyah kahverengi palto olan adam soförle sohbete baslamisti. adam orta yaslardaydi iri göv**** ve yüzü parlakti. adam muhtemelen babamin yasindaydi. aralarinda hararetli bir konu konusuyorlardi ki; soför yolu birakmis adama laf yetistiriyordu. dolmus, balatalarin sert çigliklariyla ani bir fren yapti. az kalsin kirmiziyi geçecekti.

dolmus lambanin yesile dönmesini beklerken yoldan karsiya kosar adimlarla geçen bir kiz, gazeteye sarili pideyi evine götürüyordu. birden pidelerin kokusunu sindim içime. yesil yandi dolmus yola devam ediyordu.dolmusun içi okadar kalabalikti ki bana sanki koyun sürüsünü animsatiyordu.herkes ölü gibiydi bunun sebebi açik ve netti , oruç.

birden dolmusun “dur!” ikazi belirlendi. soför bos duraga dogru ilerledi. arkada bir ayaklanma baslamisti. dolmusun yarisi bu durakta inecege benziyordu. onlar indigi gibi ben de bosalan dolmusta öne dogru ilerleyecektim. yolcular inmisti. soför dolmusun kapilarini kapatti ve yoluna devam etti. derken arkadan bagirislar yankilandi. herkes kafasini çevirmis neler oluyor diye arkaya bakti. ses, dolmusa yetismeye çalisan bir kadindan geliyordu. kadin tum gücüyle dolmusa dogru kosturuyordu. kadinin simasi bana yabanci gelmemisti. neyse dolmus durdu ve kadin içeri girdi. kadin arkaya dogru ilerlerken “hasan!” diye saskinligini belli etti. bizim arka mahalledeki komusu aysun idi bu.inmeme de az kalmisti.aysun ile koyu bir muhabbetten sonra isi sebebiyle benden önce inmisti.ben ise düsünceleyidim.

bu sefer kararliydim. ne pahasina olursa olsun paranin üstünü almaliydim. hedefime gerçeklestirmeye az bir süre kalmisti.
bu arada dolmus derin bir çukura girdi. ne hikmettir ki tekerlegin patlayacagi tutmustu. dolmusun sag arka lastigi patlamisti. herkes öfkeliydi.çünkü iftar saatine çok az kalmisti.kimsenin dayanacak gücü kalmamisti sanki

sinirlenen birkaç yolcu soföre kizginligini belli ederek dolmustan indiler. soför bu arada hattaki diger arkadasini ariyordu.bende paramin üstünü almak için firsat kolluyordum. sirasi gelmisken soföre paramin üstünü vermesini istedim. “ne kadar vermistin ****kanli?!” dedi. “10 lira” dedim. efendi bir sekilde. “1 Lira ancak çikar ****kanli !” dedi. sasirmistim ve öfkelenmistim. Eger arkadaslarimi beklersen paranin üstünü veririm dedi. simdi de sanki hiç isim yokmus gibi soförün arkadasinin bekleyecektim.

birkaç dakika sonra beyaz bir dolmus, kipirdamaz hale gelmis dolmusumuzun yanina durdu. bizim dolmusa göre bir hayli bos olan diger dolmusun arkasinda “yollarin Kartali” yaziyordu. soförlerin arasinda geçen kisa konusmadan sonra yeni soförümüz bizi dolmusuna çagirdi. yolcular yeni dolmusa bindi. ama soför tekrar ücret istiyordu. ya sicak pideyi unutup eve gidecektim ya da eminönü’ne kadar yürümeyi kabul edecektim.

karnimda çalan zilin sesini dinledim ve bir an önce iftara yetismek için kartal’a dogru yola koyuldum. en sonunda apartmanima gelmistim. vime uzanan merdivenleri tirmanirken paramin dolmuslarda helak olduguna üzüldüm.


Sayfa 21.

geçmiste mektubun önemi büyüktü. Çünkü mektup tek iletisim araciydi. Insanlar sadece mektupla birbirlerine haber verebiliyor sadece mektupla birbirlerinden haber alabiliyorlardi. Bu nedenle geçmiste mektubun önemi büyüktü. Ancak günümüzde mektubun önemi ve yeri kalmamistir. Mektubun yerini kisa msj e-posta gibi teknolojik iletisim araçlari almistir.
2. bir is basvurusu yapmak ya da resmi makamlardan bir talepte bulunmak için dilekçe yazariz
3. kisa msj e-posta yoluyla gönderilen iletiler mektubun islevini yerine geirmektedir.
4. Mektup kisiligimizin bir aynasidir. Saygimiz,sevgimiz,karakterimiz ,inancimiz,görüs ve düsüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansir.
Basit bir yazi türü gibi görülmesine ragmen mektubun da kendine özgü bir düzeni,bir disiplini,bir plani vardir.
3. etkinlik
Mektup, yazinin bulundugu tarihe kadar ortaya çikmis eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler; Misir firavunlarinin diplomatik mektuplari (MÖ 15. - 14. yüz yillari) ile Hitit krallarinin Hattusa (Bogazköy) arsivinde bulunan mektuplaridir. Bati edebiyatinda mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatinda görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatinda gelisip yayginlasmistir. Bu alanda yazanlarin basinda Cicero (MÖ 106 - 43) gelir. Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çesitli ülkelerde bu türün yayginlastigi görülür. Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelisme göstermistir. Mektup türünün Türk edebiyatinda epey uzun bir geçmisi vardir. Münseatlarda (Nesir halindeki yazilari bir araya toplanmasindan meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara genis yer verilirdi. Sinasi’ nin öncülügünde baslayan düz anlatim akimi, mektuplarda da etkisini göstermis; Tanzimat’tan bu yana yazilan özel mektuplarda yapmaciksiz, dogal bir anlatim kullanilmistir.
Sayfa 23
1. Özel mektuplarin giris bölümünde mektubun yazilis amaci,
Gelisme bölümünde hakkinda bilgi ve ya istekleri
Sonuç bölümünde ise saygi sevgi içeren sözler bulunmaktadir.
2. Oguz Atay’in kizina yazdigi mektupta yazi ve imla kurallari günümüzde geçerliligini korumaktadir.
4. etkinlik
‘Seninle birlikte yaptigimiz seyahatler ne ****u ne güzeldi’
Cümlesinde seninle ve birlikte kelimeleri ayni anlamdadir birlikte kelimesi gereksizdir o yüzden anlatim bozuklugu vardir

SAYFA 26
1.Verilen mektup örnegi Türk Dil Kurumu’na bazi eserler istemek için yazilmistir.
2.Özel mektuplar; arkadaslar veya akrabalar arasinda haberlesmek için yazilir.Is mektuplari ise kisi ve kurumlar arasinda veya kurumlar arasinda siparis,satis gibi konularda yazilir.
3.Is mektuplarinda emredici anlatim kullanilmistir.
4.Özel mektuplarda içten ve samimi bir üslup varken ,is mektuplarinda ciddi bir üslup vardir.Bu yüzden is mektuplarinda kisa,açik ve somut bir anlatim vardir.

8.ETKINLIK
“Be**** posta havalesi ile hesabiniza gönderilmistir.” Cümlesinde tamlayan eksikliginden ve yanlis sözcük kullanimindan kaynaklanan anlatim bozuklugu vardir.Cümle “Eserlerin be**** posta havalesi ile hesabiniza yatirilmistir.”seklinde düzeltilebilir.


sayfa 27
1.dilekçelerde resmi bir üslup kullanilir gereksiz sözcükten ve süsten kaçinilir.
2. incelenen is mektubu ve dilekçe sekil özellikleri ve konu bakimindan birbirlerine benzemektedir.konu olarak da istek söz konusudur. ancak is mektubu kurumlar arasinda dilekçe kisi ile kurumlar arasinda yazilmistir.
9. etkinlik
erzurum büyüksehir belediyesine burs basvurusunda bulunmak üzere ögrenci belgesi düzenlenerek tarafima verilmesini istiyorum cümlesinde “bulunmak” yerine “kullanmak” olmalidir.
10. etkinlik
öyküleyici ve açiklayici anlatim kullanilmistir.
11.etkinlik
göndergesel islevde kullanlmistir

————————————————————–

Agabeyini affetti ve göreve devam etmesine izin verdi Ama dolmus soförlerinin sanki bunla bir derdi vardi Saygimiz,sevgimiz,karakterimiz ,inancimiz,görüs ve düsüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansir Bu alanda yazanlarin basinda Cicero (MÖ 106 – 43) gelir Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelisme göstermistir sayfa 28
12, etkinlik kutularin hepsi isaretlencek!
13.etkinlik
özel mektup
özellikleri
akraba dost arkadas arasinda yazilir . içtenlik hakimdir belli kurallara göre yazilir

is mektuplari
özellikleri
özel kuruluslarin birbirie veya vatandaslara gönderdikleri mektuplardor ciddi bir anlatimi vardir belli kurallari vardir
dilekçe
özellikleri
bir istekte bulunmak bilgi vermek amaciyla kisilerin resmi mekanlara yazdigi mektuplardirkisa ve özanlatin ypilir belli bir plana göre yazilir

—————————————————————

30 31 ölçme degerlendirme

1-*mektup
*yazilis amaci -konudan
*arz -rica -arz ve rica
*özel-is-edebi mektup
2-*D
*D
*D
*Y
*Y
*D
*D
3-D
4-C
5-E
6-B
7-E
8-B
9-B

sayfa 29:
14. etkinlik :
ses düsmesine ugrayan kelimeler :isim-ismi___ogul-oglum___gögüs-gögsüne___resim-resmi (hepsinde ses düsmesinin nedeni ayni -Sözcügün ünlü ile baslayan ek almasi)

33 - 38 Arasi Burada.


Sayfa 33 Cevaplari

Hazirlik

1.bazi günler yazma ihtiyaci duyuyorum.Çünkü gördüklerimi ve yasadiklarimi birisiyle paylasmak istiyorum
2.Eski günler tekrar gözümde canlaniyor.

1.Etkinlik

Günlük örnegi

20 Kasim 1996

Yasar Nabi'lerde ikinci kez toplandik.Yazarin sorumlulugu sorunu görüsüldü saatlerce.Belki yirmi kisiydik.Konustuk,konustuk,kon ustuk,kendi kendimize.Varlik Yilligi'nda okurlar dinleyecek bu konusmalarimizi.Yazar sorumludur.Topluma karsi,kendine karsi.Iyi bütün ayrimlar,konusmalar bitti.Ama sonuç ne?Hava.Çok seylerden söz edildi.Sanatimizin toplumu astigindan,bu yüzden okunmadigindan.Toplumu asmak konusunda da saatlerce konustuk.Simdi aklima geliyor,bir soru var ortaya atilacak.Her yazarin,sanatçinin sorumlulugundan söz ediliyor.Ya,toplumun sanatçiya,edebiyatçiya karsi sorumu?Yok mu böyle sorumluluk?Devletin sorumlulugu?Tek tek bireyelerin sorumlulugu?Bunu unutuyoruz,varsa yoksa yazarin,sanatçinin sorumlulugu!...Hep biz mi duyacagiz bu sorumlulugu,hep biz mi sorumlulugun yükü altinda yasayacagiz?...Biraz da toplum bilse sorumlulugunu,topluma bildirilse onun da sorumlu olabilecegi....
(Oktay Akbal,Günlerde)

2.Etkinlik

Bu kisiden kisiye degistiginden sizin yapmaniz gerekiyor


3.Etkinlik

GÜNLÜK - Edebiyatimizda “günlük” terimini ilk kez Falih Rifki Atay kullanmistir. Kisaca günlük, bir kisinin düsüncelerini, duygu ve gözlemlerini günü gününe yazdigi ve o günün tarihini koydugu yazilardir. Günlük bir tür anidir. Ancak günlük günü gününe yazilir, ani ise olaylarin yasanmasindan sonra kaleme alinir. Bir edebiyat türü olarak asil kimligini 1940’tan sonra kazanmaya baslayan günlük türünün baslica özellikleri sunlardir:
Kisa yazilardir.
Olayi yasayan kisi tarafindan yazilir.
Yazarin hayatindan izler tasir.
Içten ve sevecendir.
Ruzname de denir.
Türün ünlüleri, Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioglu, Nurullah Ataç, Salah Birsel' dir.
Divan edebiyatindaki “vakayinameler” bir tür günlük sayilir.
Kimi roman ve hikâyelerde “günlük”, bir anlatim biçimi olarak kullanilabilir.
Anlatimda “iç konusma” tekniginden yararlanilir.
Sayfa 36

1-Yazarin basindan geçen olaylari anlatmasi.
2-Günlüklerde yasanma zamani ile yazilma zamani arasinda fark vardir.Olaylar genellikle o günün sonra günlüge aktarildigi için.
3-Yazar günlükleri okuyucu için yazmistir.
4-Günlükde anlatilanlar inandiricidir.Belli bir tarihi ve zamani vardir.Gerçekler,olan biten oldugu gibi öznel olarak anlatilir.
5-Kisisel dikkat önemlidir.
6-Öznel bir anlatim tarziyla gördüklerini oldugu gibi anlatmistir.
7-Gün boyunca basindan geçenleri anlatmak
8-Betimleyici anlatim kullanilmis.
9-Göndergesel islevde kullanilmistir.

4.Etkinlik

Günlük özellikleri;
Kisa yazilardir.
Olayi yasayan kisi tarafindan yazilir.
Yazarin hayatindan izler tasir.
Içten ve sevecendir.
Eski edebiyatimizdaki adi Ruzname'dir.
Sayfa 36..6.etkinlik;


akicilik;soylenisi hos olmayan rokfor gibi,sozcukler oldugu için fazla akici degildir..

duruluk-aciklik; duruluk;gereksiz sozcuklere ve cumlelere yer vermedigi için duru bir anlatim vardir..
aciklik;cümleler anlasilir oldugu ve fazla bir yabanci sozcuk olmadigi için anlatim aciktir..

yalinlik;cumleler kisa net oldugu ve soz sanatlarina fazla yer verilmedigi için anlatim yalindir...


SayFa 38

1.}bosluk doldurma
.günlük
.duygu ve düsüncelerin

2.} dogru-yanlis
.y
.d
.y
3.} nurullah ataç
4.}gözlemin pek öneminn olmamasi

sayfa 37
8.eTKINLIK

gerçek anlamli:ekmek,süt,köfte
metne kazandirdiklarI: Olayin gerçekten yasandigi

mecaz anlamli:bayilmak,atmak,ismarla mak, hava yapmak


metne kazandirdiklari:farkli kavramlari ve durumlari karsilayabilmek için kullanilmistir

--------------------------------------------------

sayfa 37

9.eTKINLIK

ses düsmesi:kayboldu, resmi, kahvalti

sebebi:ünlüyle basalyan ek almasi

ses türemesi:evde-y-im
hava-y-i

masa-y-i
radyo-s-u

sebebi:yardimci sese ihtiyaç olmasi

sayfa 37

anlama ve yorumlama

1>yazma aliskanligi gelisir kendini dah iyi tanir.
2>
3>eksik yönlerini görür rahatlar

40-49 Arasi

Hazirlik
2- Insanlar eski fotograflarina baktiklarinda genelde hüzünlenirler
3- Insanlar yasadiklari önemli anilari unutmamak, daha sonra hatirlamak amaciyla kayit altina alirlar
Inceleme
1- Ani metninin ortak özellikleri açik, sade, abartisiz, objektif anlatim
2- Incelenen anida anlatici ile yazar aynidir Çünkü ani yazarin kendi hayatidir
3- Incelenen anida anlatici konuyu birinici agizdan almistir Yani metinde kahraman anlatici vardir "Kus çalisti ben seyrettimAramamya basladim,"gibi cümleler
4-Anilarin sade, açik vede içten bir anlatimi vardir Olaylar abartilmadan yansitilir Ayrica anilar ögretici bir nitelik tasidiklari için objektif eserlerdir

4 Etkinlik
Ani yazarin anlattiklarini kanitlayabilmek için anlkattigi zamnala ilgili her türlü kaynaktan yararlanabilir

5 Etkinlik
Incelenenanida yazar çocuklugunda dogadaki bazi hayvanlar hakkinda ki gözlem ve izlenimlerini anlatmistir Yazar bunu yaparken kendi bilgi ve gözelemlerinden yararlanmistir Anilar bu yüzden objeektif oldukalri için yazildiklari dönemle ilgili belge niteligi tasir

5-Yazarin bilgi ve izlenimlerini dogrudan dogruya anlatmasi metne objektif ve inandiricilik katmistir
7- Metinde dil agirlikli olarak göndergesel islevde kullanilmistir

6 Etikinlik
Metinde geçen geçinmeki, yüregi vurmak, çekistirmek gibi mecaz nallmali sözcükler farkl durumlari karsilayabilmek için keullanilmistir

7 Etkinlik
Çagrisim ve duygu degeri insandan insana degistigi için bazi insanlara ormanyesili,
degirmen-bereketi,
yuva-aileyi,
agustos böcegi-tembelligi,
ses-dogayi,
agaç oksijeni çagiristirabilecegi gibi bazi insanlarda farkli farkli seyleri çagiristirabilir

8 Etkinlik
Verilen anida anlatici ilke aynidir Çünkü ani yazarin kendi hayatidir ve"ben" etrafinda anlatilir

9 Etkinlik
Ani türününü özellikleri
*anilarin ögretici yanlari vardir
*anilar ilgi çakici bilinir nitelikte olmalidir
*anlatici yazarin kendisidir
*objektif eserlerdir ve dönemle ilgili belge niteligi tasir
*yazar her türlü kaynaktan yararlanabilir

10 Etkinlik
Metinde geçen birgün ertesi yaz, biraz sonra, buraya gibi sözcükler yer-yön zaman zarfi olarak kullanilmistir Bu zarf metinde kanitlama ve amaçli kullanilmistir

12 Etkinlik
Ses Düsmesi
seyrettim
kivrilip
agzi

Ses türemesi olan kelimeler
baktikça
büyükçe
yüksekçe

Ses Benzesmesi olan kelimeler
vuruyor
birisi
anlamadim

Ses Düsemesinin sebebi: Iki heceden dar ünlü(i,i,u,ü)bulunan bazi sözcüklerünlü ile baslayan bir ek aldiginda iki ünlüde bu dar ünlü düser
Ses benzesmesinin Sebebi: Sonunda p,ç,t,k,f,h,s,s sert ünsüzleri bulunan bazi sözcükleri; c,d,g(g) yumusak ünsüzleriyle baslayan bir ek ladiginda bu c,d,g(g) sesleri sertleserek ç,t,k olur

13 Etkinlik
Günlükler yasanan olaylarin tarihi atilarak, günü gününe yazildigi bir türdür Anilar ise görünenelerin ve izlenimlerin arada zamna geçtikten sonra kaleme alindigi bir türdür Iki türde de içten samimi bir anlatim vardir Tema olrak yasanan olaylar islenir Objektif bir nalatimlario vardir Anilarin ögretici bir yazi varken günlükler okuyucu için yazilmaz

14 Etkinlik
Okunan ani metninde Atatürk'ün sanat ve sanatçi sevgisi dile getirilmeye çalisilmistir

17Etkinlik
Cümleleri hazirlarken anlamlarin ilghi çakici, ögretici bir tür oldugunu, yazarin ani yazarken objektif abartisiz olamasi gerektigini unutulmamalidir

**çme ve Degerlendirme
1) D-D_Y
2) A sikki
3) Magosa HatiralariNamik Kemal
Sehir MektuplariAhmet Rasim
Türk'ün atesle imtihaniHalide Edip Adivar
Bogaziçi Yalilari Abdülhak Sinasi Hisar
Edebiyatçilar Geçiyor Halit Fahri Ozansoy
Hac Yolunda Cenap Sehabeddin
Saray ve Ötesi Halit Ziya Usakligil
4) D sikki
5) D sikki
6) E sikki

Sayfa 51-60 Arasi Cevaplar

Sayfa 51
Hazirlik Çalismalari
Soru 5 : Tv , Gazete, Dergi, Internet
Soru 6: Bir hayat hikayesi yazmanin zorlugu ve yazarlara **rdigi önem.(bu yanlis olabilr

1.Etkinlik:
Insanlarin arastirma, ögrenme istekleri,ihtiyaçlarindan kaynaklanmaktadir.
3.Etkinlik:

Biyografi Ve Tarihsel gelisimi
Kendi alanlarinda ünlü olmus, siyaset adami, edebiyatçi, sporcu, bilim adami, ses, sinema, tiyatro sanatçisi, gazeteci, ticaret adami gibi kisilerin hayatlarini, neler yap-tiklarini, ülke ve dünya insanligina neler kazandirdiklarini, hayatlarinin önemli basarilarini ve dönüm noktalarini bütünüyle anlatan yazi ve kitaplara biyografi (yasamöyküsü) denir.

Bir kisinin hayatini ayrintili olarak veren kisisel biyografi kitaplari oldugu gibi, birden çok kisinin hayat hikâyelerini bir araya getiren genel biyografi eserleri de var-dir.

Örnegin antolojilerde, ansiklopedilerde, yilliklarda birden çok kisinin biyografileri çok kisa olarak ana hatlariyla verilir. Bu eserlerde ya da yazarin kitabinin arka kapaginda veya iç sayfasinda yer alan biyografiler genellikle kisadir. Ayrintilari atilmis daha çok dogum ölüm tarihleri, dogum yerleri, bitirdikleri okullar, çalistiklari isler, yazdiklari eserler ve önemli basarilari anilmakla yetinilir.

Her döneme, her meslege ve her millete ait kisilerin biyografilerini veren eserlere evrensel biyografi, bir millete ait kisilerin biyografilerini verenlere ulusal biyografi, bir bölgeye mensup kisilerin biyografilerinin toplandigi eserlere bölgesel biyografi, belli bir meslege mensup kisilerin yer aldigi eserlere meslekî biyografi, belli bir dönemde yasayanlarin hayat hikâyelerinin verildigi eserlere de dönem biyografisi denir. Dönem biyografisine çagdas insanlarin yer aldigi Who's Who? (Kim Kimdir?) adli eseri gösterebiliriz.

Biyografiler yazim teknigine göre de farkliliklar arz etmektedir. Bunlari kisaca söyle siniflandirabiliriz:
a. Bilimsel biyografi
Biyografik bilgileri kronolojik bir sira içerisinde, alt basliklar halinde, onun dönemi içindeki konumunu, getirdigi yenilikleri, gösterdigi basarilari, eserlerini, eserlerinin degisik özelliklerini elestirel bir tutumla, belgelere, arastirma ve incelemelere dayali olarak veren çalismalara bilimsel biyografi ya da biyografik monografi denir. Bu tür eserlerde kisinin dogumu, yetismesi, ögrenimi, çalisma hayati, türlerine göre eserleri, eserlerinin önemi, sekil ve muhteva özellikleri, basarilari, ödülleri ve baska özellikleri bölümler halinde verilir. Bilimsel biyografi türüne su örnekler verilebilir: Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret Devir-Sahsiyet-Eser (1971); Ismail Parlatir, Recaizade Mahmut Ekrem (1995); Ö.Faruk Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçin'in Hayati ve Edebî Eserleri Üzerinde Bir Arastirma (1984).

b. Biyografik roman
Roman, hikâye gibi tahkiye kurgusu içerisinde, olay anlatimi üslûbuyla kisiyi bir roman kahramani gibi olaylarin içindeki konumlariyla sunan eserlere de edebî biyografi ya da biyografik roman denir. Biyografik romanlarda kisinin ruhsal ve fiziksel özellikleri, davranislari, duygulari, düsünceleri, tepkileri, tavir alislari, giyinisi gibi pek çok degisik özellikleri ayrintili olarak verilip bir anlamda onun portresi çizilir. Hayati içerisinde canli, yasayan bir kisilik olarak sergilenir. Buna örnek olarak M. Emin Erisirgil'in Mehmet Akif /Islâmci Bir Sairin Romani (1956); Tahir Alangu'nun Ömer Seyfettin (1968) adli eserleri verilebilir. Ayrica Oguz Atay'in Bir Bilim Adaminin Romani (1975) adli romani da bu türün en iyi örneklerindendir. Yazar bu romaninda hocasi Mustafa Inan'i merkez alarak bir dönemin idealist neslinin hayatini yansitmistir.

c. Nekroloji
**en ünlü bir kisinin hemen ölümünden sonraki günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakin çevresinde yer alan kisiler tarafindan onun üstün niteliklerinin, erdemlerinin, çalismalarinin ve diger özelliklerinin ani üslûbuyla anlatildigi yazilara denir. Bu yazilar bir anlamda öleni çok seven birinin agitlari, duygusal, öznel açiklamalaridir. Bu tür yazilara örnek olarak Yahya Kemal'in ölümü dolayisiyla kaleme alinmis su yazilari verebiliriz: Vehbi Cem Askun, "Istanbul Asigini Kaybetti" (Dünya, 5 Kasim 1958); Nimet Behsuz, "Büyük Sairin Arkasindan" (Yeni Gün, 3 Kasim 1958); Cenap Gedikoglu, "Bir Dev Sair Göçtü" (Yeni Gün, 5 Kasim 1958).

Oto-biyografi: Bazi ünlü kisiler hayattayken kendi hayat hikâyelerini yazmislar-dir. Bunlara da oto-biyografi (özyasamöyküsü) denir.

Önceleri biyografiler, genellikle krallarin, büyük din adamlarinin ya da olaganüstü kahramanliklar göstermis ki silerin hayatiyla sinirliydi. Bunlarin biyografilerinde genellikle onlarin gerçek özelliklerinin ve niteliklerinin yaninda efsanevî, menkibevî özellikleri de vurgulanirdi. Kahramanlarin yüceltilmis kisilikleri o topluma bir özgüven asiliyor, ayrica model kisilikleri sunularak onlar gibi olunmasi salik veriliyor ve bazi hikmetli davranislariyla da ibretli dersler verilmesi amaçlaniyordu. Örnegin Tanzimattan önce klâsik Türk edebiyatinda yazilan menakib-nameler, tarikat büyüklerinin kerametlerle dolu olaganüstü hayatlari verilir.

Türk edebiyatinda ilk biyografik eser, Malik Bahsi'nin Feridüddin-i Attar'dan çevirmis oldugu Tezkiretü'l-Evliya'dir.
Daha çok mesleklerine göre düzenlenmis ve birden fazla kisinin biyografisinin yer aldigi tezkire, menakib, vefeyat, devha, sefine, tuhfe, hadika, fihrist, silsilename, sa-irname, gazavatname, sicil gibi adlar altinda birçok eser kaleme alinmistir.

Menakipname ya da velâyetname denilen eserlerde tarikat büyüklerinin, evliyalarin, pir ve seyhlerin olaganüstü halleri, kerâmetleri ve diger kisisel özellikleri anlatilir. Yayimlanmis bazi menakipnamelere su örnekler gösterilebilir: Hacimsultan Velâyetnamesi (Rudolp Tschudi); Haci Bektas Velâyetnamesi (Erich Gross).

Vakayinamelerde de birçok devlet adaminin biyografilerine ait malzemeler bulmak mümkündür.
Suara Tezkireleri: Sairlerin biyografilerine, eserlerine yer veren, siirleri hakkinda degerlendirmelerin bulundugu eserlere suara tezkiresi denir.

Türk sairlerinin biyografilerinin toplandigi ilk Türkçe suara tezkiresi XV. yüz-yilda kaleme alinan Ali Sir Nevayî (ö.1501/907) 'nin Mecâlisü'n-Nefâis (1491/896) adli eseridir.

Tanzimattan günümüze kadar yazilmis biyografilere su örnekleri verebiliriz: Re-caizade Mahmut Ekrem, Kudemadan Birkaç Sair (1885); Muallim Naci, Osmanli Sair-leri (1890); Besir Fuad, Viktor Hugo (1886); Süleyman Nazif, Mehmet Akif (1924); Kenan Akyüz, Tevfik Fikret (1947); Mehmet Kaplan, Namik Kemal Hayati ve Eserleri (1948); Olcay Önertoy, Halit Ziya Usakligil, Romanciligi ve Romanimizdaki Yeri (1965); Birol Emil, Mizanci Murad Bey, Hayati ve Eserleri (1979); Nurullah Çetin, Behçet Necatigil, Hayati, Sanati ve Eserleri (1998).


SAyFa 57:
1. Hiç bir fikir katilmamistir içine nesneldir.Kisiler hakkinda bilgi **rir.
2.Bütün hayati anlatilmistir. Askeri Siyasi,Aile , yazar ve sair hayati ele alinmistir
3.Ailesinin bilgili olmasi erkenden okula baslatmalari, siire olan ilgisi,etrafinda yazmaya müsait konularin çok olmasi.
4.Bir çok kaynaktan yararlanilmis. Hayati anlatilmis. Bu yazilar nesnel oldugundan bilgi ve belgeler kaçinilmazdir.
5.Süphe uyandirdi ve yazar kendi görüslerini katardi insanlarin aklinda bir soru birakirdi yani eger belgelere dayandirilmasaydi.
7. Ayni
SayFa 58
8.Çok önemlidir. Bize bizim degerlerimizi kültürümüzü gösterir.
9.Biyografide ise tarihten izler tasiyan ani ve günlügü yazan olaylari yasayandir.kisilerin hayatlarini anlatir.
10. Ögretici anlatim türüyle yazilmistir.

SayFa 60
Hayatim Metni sorusu:
Ömer Seyfettinde bütün hayati bir baskasi tarafindan yazilmistir bunda ise Hasan Ali Uücel kendisi belirli bir yere kadar yasadigi zamani yazmistir
Anlama ve Yorumlama
1.Kronolojim önemli olaylarim, kisisel özelliklerim , düsünce hayatimi ve ilgi alanlarimi yazardim

Sayfa 61-62-63

1893: Askeri Rüstiye'ye girdi ve Kemal adini aldi.

1895: Selanik Askeri Rüstiyesi'ni bitirdi, Manastir Askeri Idadisi'ne girdi.

1899 Mart 13: Istanbul Harp Okulu Piyade sinifina girdi.

1902: Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çikardi.

1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbasi olarak bitirdi, Sam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayi'nda staj yapmak için atandi.

1906 Ekim: Sam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Sam'da topçu stajini yapti ve Kolagasi oldu

1908 Temmuz 23: Mesrutiyet'in ilan edilmesi için çalismalari.

1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayi olarak çalisti.

1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, Istanbul'a Genelkurmay'a naklen atandi.

1911 Kasim 27: Mustafa Kemal, Binbasiliga yükseldi.

1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldirisini yönetti.

1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Atesemiliterligi'ne atandi.

1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbayliga yükseltildi.

1915 Subat 2: Mustafa Kemal, Tekirdagi'nda 19. Tümeni kurdu.

1915 Subat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidisi.

1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Ariburnu'nda Itilaf Devletleri'ne karsi koydu.

1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albayliga yükselisi.

1915 Agustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanligi'na atandi.

1915 Agustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düsmani geri atti.

1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuggenerallige yükselisi.

1916 Agustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Mus'u düsman elinden kurtardi.

1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açiklayan raporunu yazdi.

1917 Ekim: Mustafa Kemal, Istanbul'a döndü.

1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sinirlarimiz üzerinde düsman saldirilarini durdurdu.

1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasi.

1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'na atanmasi.

1918 Kasim 13: Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'nin kaldirilmasi ve Mustafa Kemal'in Istanbul'a dönüsü.

1919 Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettisligi'ne atanmasi.

1919 Mayis 15: Izmir'e Yunan'lilarin asker çikarmasi.

1919 Mayis 16: Mustafa Kemal, Bandirma vapuruyla Istanbul'dan ayrildi.

1919 Mayis 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çikti.

1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettisi ünvanini aldi.

1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çagirdi.

1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)

1919 Temmuz 23: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Erzurum Kongresi'nin toplanmasi ve bir Temsil Kurulu seçerek dagilmasi. (7 Agustos 1919)

1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Sivas Kongresi'nin toplanmasi ve 11 Eylül'de sona ermesi.

1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayi Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Baskanligi'na saçildi.

1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanmasi.

1919 Kasim 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.

1919 Aralik 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.

1920 Mart 20: Istanbul'un Itilaf Devletleri tarafindan ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girisimi.

1920 Mart 18: Istanbul'da Meclis-i Mebusan'in son toplantisi.

1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafindan Ankara'da üstün yetkiyi tasiyan bir Millet Meclisi toplanmasi hakkinda illere duyuruda bulunulmasi.

1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açti.

1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Baskani seçildi.

1920 Mayis 5: Mustafa Kemal'in baskanliginda ilk Hükümet'in toplantisi.

1920 Mayis 11: Mustafa Kemal, Istanbul Hükümeti tarafindan ölüm cezasina çarptirildi.

1920 Mayis 24: Mustafa Kemal'in cezasi Padisah tarafindan onaylandi.

1920 Agustos 10: Osmanli Imparatorlugu delegeleriyle Itilaf Devletleri arasinda Sevr Antlasmasi'nin imzalanmasi.

1920 Ocak 9 / 10: Birinci Inönü Savasi.

1921 Ocak 20: Ilk Teskilat-i Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.

1921 Mart 30 / Nisan 1: Ikinci Inönü Savasi.

1921 Mayis 10: Mustafa Kemal tarafindan Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulmasi ve Mustafa Kemal'in Grup Baskanligi'na seçilmesi.

1921 Agustos 5: Mustafa Kemal'e Baskumandanlik görevinin verilmesi.

1921 Agustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savasi'nin baslamasi.

1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savasi'nin kazanilmasi.

1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Maresallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanini almasi.

1922 Agustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.

1922 Agustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupinar Baskumandanlik Meydan Savasi'ni kazanmasi.

1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! Ilk hedefiniz Akdeniz'dir, Ileri !" emrini vermesi.

1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun Izmir'e girmesi.

1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in Izmir'e gelisi.

1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasi.

1922 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatin kaldirilmasi.

1922 Kasim 17: Vahdettin'in bir Ingiliz harp gemisiyle Istanbul'dan kaçmasi.

1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanim'la evlenmesi.

1923 Temmuz 24: Lozan Antlasmasi'nin imzalanmasi.

1923 Agustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Firkasi'ni kurmasi.

1923 Agustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Baskanligi'na seçilmesi.

1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.

1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaskani olmasi.

1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeligi kaldirmasi ve ögretimin birlestirilmesi hakkinda açis nutkunu söylemesi.

1924 Mart 3: Hilafetin kaldirilmasi, ögrenimin birlestirilmesi, Ser'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanligiyla), Erkaniharbiyei Umumiye Vekaletinin kaldirilmasi hakkindaki yasalarin Büyük Millet Meclisi'nce kabul edilmesi.

1924 Nisan 20: Türkiye Cumhuriyeti Teskilati Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.

1925 Subat 17: Asarin kaldirilmasi.

1925 Agustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da sapka giymesi.

1925 Kasim 25: Sapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1925 Kasim 30: Tekkelerin kapatilmasi hakkindaki kanunun kabulü.

1925 Aralik 26: Uluslararasi takvim ve saatin kabulü.

1926 Subat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.

1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaskani sifati ile ilk kez Istanbul'a gitmesi.

1927 Ekim 15 / 20: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayi'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.

1927 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1928 Agustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkindaki nutkunu söylemesi.

1928 Kasim 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasi.

1931 Mayis 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Dil Kurumu'nun kurulmasi.

1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yildönümünde tarihi nutkunu söylemesi.

1934 Kasim 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafindan ATATÜRK soyadinin verilmesi kanununun kabul edilmesi.

1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1937 Mayis 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve tasinamaz mallarini da Ankara Belediyesi'ne bagislamasi.

1938 Mart 31: Atatürk'ün hastaligi hakkinda Cumhurbaskanligi Genel Sekreterligi'nin ilk resmi duyurusu.

1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazmasi.

1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalik durumu hakkinda günlük resmi duyurularin yayinina baslanmasi.

1938 Kasim 10: Atatürk'ün ölümü. (Persembe, saat: 09.05)

1938 Kasim 11: Istanbul Sehir Meclisi'nin olaganüstü toplanti yapmasi. Saraydaki Cumhurbaskanligi forsunun indirilerek yerine yariya kadar indirilmis Türk Bayragi'nin çekilmesi.

1938 Kasim 12: Atatürk'ün ölümü dolayisiyla, Yüksek Ögretim gençliginin Üniversite Konferans Salonu'nda toplanmasi.

1938 Kasim 13: Gençligin Taksim Cumhuriyet Aniti önünde toplanarak Atatürk'ün kurdugu Cumhuriyet'i koruyacaklarina ant içmeleri.

1938 Kasim 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplanti yapti.

1938 Kasim 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine konulacagi 21 Kasim 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.

1938 Kasim 16: Istanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayi Muayede Salonu'ndaki katafalki önünde sabahin ilk saatlerinden gecenin son saatlerine kadar saygi ve üzüntü içinde son görevlerini yaptilar.

1938 Kasim 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alinan yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz zirhlisina götürüldü.Yavuz zirhlisiyla Izmit'e kadar götürülen tabut, oradan Ankara'ya yolcu edildi.

1938 Kasim 20: Atatürk'ün sevgilinasi Ankara'ya ulasti ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lilar da son görevlerini saygiyla yaptilar.

1938 Kasim 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnografya Müzesi'ndeki Geçici Kabre konulmasi.

1938 Kasim 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açilmasi.

1938 Aralik 26: Atatürk'ün "Ebedi Sef" saniyla anilmasinin kabul edilmesi.

1953 Kasim 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açilmasi.

1953 Kasim 10: Atatürk'ün cenazesinin Anit-Kabir'e nakledilmesi.

BUNLARDAN BIR KAÇINI YAZABILIRSINIZ...

ÖNEMLI OLAYLAR
Dogumu
Savastigi Cepheler
Kahramanliklari
Türkiye Cumhuriyetini Kurmasi
Devrimleri ve Yenilikleri
KISISEL ÖZELLIKLERI
Dürüst
Kisilikli
Önder ve Kahraman Nitelikli
Sadik
Çaliskan
Azimli
Ve Daha Bir Çok sey...
ATATÜRK'ÜN TÜRK MILLETI ÜZERINDE BIRAKTIGI ETKI
Türk milletinin çalisinca herseyi basarabilecegini gösteren Kahramanliklari Anlatilmasi güç olan bir önder olarak zihinlere kazinmistir...

SAYFA 62

13. ETKINLIK

1.Kim Bu?= Sait Faik Abasiyanik
2.Kim Bu?=Faruk Nafiz Çamlibel
3.Kim Bu?=Peyami Safa

BU SAYFADA KI DGER ETKINLIKLER KISISEL...

SAYFA 63
1.BOSLUK DOLDURMA
cvp: otobiyografi
2. Dogru Yanlis
1.y
2.y
3.d
4.d
Test Sorulari
3.E
4.A
5.C

Buda Sayfa 65-81 Arasi Cevaplar

Sayfa 65-69-71-72-73-81
sy:65
HAZIRLIK
1-)Seyahatname:Bir yazarin gezip gördügü yerlerden edindigi bilgi ve izlenimlerini anlattigi eser.
Seyyah:Gezgin,turist

2-)Bu söz insanlarin farkli yerler görüp ögrenme istegini vurgulayan bir sözdür.Insanlar tarih boyunca görmedigi,gitmedigi yerleri hep merak etmis, bu yerler hakkinda bilgi edinmeye çalismistir.

3-)Günümüzde essiz bir bilgi kaynagidir.Daha önce görülmemis yerler hakkinda internetten bilgi alinabilir.Ayrica bu yerler için hazirlanmis dergi,brosür gibi kaynaklardan da bilgi edinilebilir.

4-)Insan merak ettigi için veya daha çok bilgi edinmek istedigi için bir yeri görmek isteyebilir.

5-)Diger insanlara aktarmak,anlatmak için yazilabilir.

6-)Seyahat etmek,insanin farkli kültürleri,farkli cografyalari görmesini,farkli insanlarla tanismasini saglayarak kültür açisindan büyük faydalar saglar,insanin ufkunu açar.

sy:69
1-)Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi ve gözlemlerin anlatildigi yazilara gezi yazisi denir.Gezi yazilarinda yerin tarihi,cografi özellikleri,sosyal,ekonomik,kü ltürel yasantisi;din,ahlak,gelenek ve görenekleri anlatilir.Anlatilanlar mutlaka gerçek olmalidir.Açik,sade,canli bir anlatim yapilmalidir.

2-)Japon halkinin azmi,çaliskanligi,teknolojisi yazarin ilgisini çeken unsurlardir.

3-)Gezi yazilarinda görülen hersey degil sadece yazarin dikkatini çeken kültür ve tabiat zenginlikleri,tarihi özellikler ve yasama biçimi hakkinda bilgi verilir.

5-)Metinde bütünlük paragraflarin birbirine baglanmasiyla saglanmistir.Paragraflarin yapi unsurlari olan cümleler birbirlerine baglanmis,baska konulara atifta bulunarak paragraflar arasinda geçisler saglanilarak bütünlük saglanmistir.

7-)Gezi yazilarinda görülen yerin cografi ve tarihi özellikleri,kültür ve tabiat zengnlikleri,gelenek ve görenekleri hakkinda okuyucuya bilgi verilir.

8-)Göndergesel islevde kullanilmistir.

3.ETKINLIK Sy:69
-Metinde paragraflar,Japonya hakkinda bilgi vermek amaci etrafinda yapi unsurlariyla olusturulmus ve bu amaçla birbirlerine baglanmistir.

7.ETKINLIK Sy:71
-Ses Düsmesi Olan Kelimeler;Kaybetme,Devrilme
-Ses Türemesi Olan Kelimeler;Kapiyorlar,Gitmeye
-Sessiz Benzesmesi Olan Kelimeler;Isçi,Çektikten
-Ses Daralmasi Olan Kelimeler;Ariyorlar,Bitmiyorla r
*Ses daralmasinin sebebi:''Y'' sesinin daraltici etkisi vardir.Bu yüzden ''y'' sesinden önce gelen genis ünlüler bazen daralir.
Ara-yor -> ari-yor
8.ETKINLIK sy:72
Amaç Bakimindan:Anilarda amaç yazarin yasamindaki ilgi çekici olaylari anlatmasidir.Gezi yazilarinda ise gezilip görülen yerleri okuyucuya tanitmaktadir.

Üslup Bakimindan:Iki tür de açik,sade,anlasilir,içten bir anlatimi vardir.

Gözlem Teknigi Bakimindan:Gezi yazilarinda gözlem önemli bir unsurdur.Anilarda ise yazarin kendi yas***** dair izlenimleri önemlidir.

Dilin Islevi Bakimindan:Iki türde de dil göndergesel islevinde kullanilir.

Anlatim Türleri Bakimindan:Her iki türde de öyküleyici,betimleyici,açiklay ici anlatim türleri kullanilir.

10.ETKINLIK sy:72
-Günümüz teknolojileri sayesinde geçmiste uzak olan yerler yakinlasmistir.Insanlar istedikleri yerleri istedikleri zaman gezip görebilmektedirler.

13.ETKINLIK sy:73
-Dünya edebiyatinin en önemli seyahatnameleri arasinda 13. yüzyilda yayimlanmis Marko Polo’nun Uzak Dogu izlenimlerini içeren Seyahatnamesi ve 14. yüzyilda yasamis Arap gezgin Ibni Batuta’nin Islâm dünyasi gezilerini konu edinen Seyahatnamesi yer alir.
Türk edebiyatinin ilk seyahatname eserleri arasinda Farsça yazilan Hoca Giyaseddin Nakkas’in Acâibü’lLetâif adli eseriyle Ali Ekber Hatâî’nin 1515'te yazdigi Hitâînâme adli eseri sayilabilir.
Seydî Ali Reis (ö.1562) Mir’atü’lMemâlik (1557) adli seyahatnamesinde Belücistan, Hindistan, Afganistan, Buhara, Maveraünnehir’le ilgili gözlemlerini ve yasadigi olaylari anlatmistir. III. Sultan Murat (15751575) döneminde Tokatli Ibrahim oglu Ahmet, Acâibnamei Hindistan adli eserinde Kabil, Hindistan, Basra, Yemen, Hicaz izlenimlerini aktarir.
Trabzonlu Mehmet Asik’in (1555?) Menâziru’lAvâlim adindaki eseri de gezi edebiyatinin önemli eserlerindendir.
Türk edebiyatinin en önemli seyahatname eserlerinden biri Evliya Çelebi’nin (16111682) 10 ciltlik seyahatnamesidir. Evliya Çelebi , 40 yillik gezilerinden elde ettigi cografî, etnografik, tarihî, kültürel pek çok bilgiyi akici ve mübalâgali bir üslûpla kaleme almistir.

**çme Ve Degerlendirme sy:73
1-)...göndergesel...
...Evliya Çelebi...
2-)(Y)
(Y)
3-)D
4-)A
5-)C
6-)D
7-)E

**ÇME DEGERLENDIRME sy:81
1.a.göndergesel
b.sohbetin
2.D,Y,D,D
3.A
4.B
5.E

(Sayfa 83-89 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik Çalismalari
1.Gazete:Politika,ekonomi,kültür ve daha baska konularda haber veya bilgi vermek için,yorumlu veya yorumsuz,hergün veya belirli araliklarla çikarilan yayin.
Haber:Bir olay,bir olgu üzerine edinilen bilgi
Sütun:Gazetelerde veya dergilerde sayfanin yukaridan asagiya dogru ayrilmis kismi.
Sürmanset:Gazetenin birinci sayfasindaki logolarin üzerinde kullanilan baslik
Manset:Gazetelerin ilk sayfasinin üst kismina iri puntolarla konulan baslik
Muhabir:Basin ve yayin organlarina haber toplayan,bildiren ve yayan kimse.
Ajans:Haber toplama ve yayma isiyle ugrasan kurulus
Köse yazisi:Fikra
Tekzip:Yalanlama
Asparagas:Uydurma
Sansasyonel:Dikkat çeken,çarpici
2.Bilgi vermektir.En yeni,en dogru haberler okuyucuya veya dinleyiciye aktarmaktir.
3.Insanlar sosyal varliklar oldugu için dünyadan bilgi edinme haber alma ihtiyaci duyarlar.
4.Haber yazilarinin ilgi çekici olmasi lazim.Siradan olaylar haber özelligi tasimaz.
5.Benim en çok cinayet haberleri(3.sayfa haberleri dikkatimi çekiyor)

1.Etkinlik
Haber uçurmak,haber vermek,çocuktan al haberi, dünya yansa haberi olmamak
Sayfa 86
1.*Haber yazilari ilginç,orjinal ve dogru olmalidir.
*saglam ve inandirici kaynaklardan faydalanilmalidir.
*sade,açik bir anlatim yolu benimsenmelidir
*belli bir plan dahilinde yazilmalidir.
2.Dogru olmasini ister.(bence)

4.Etkinlik
Tablodaki herseye isarat koyun
5.Etkinlik
Ne:Mini karaciger
Neden:kök hücreden
Nerede:NewCastle üniversitesinde(ingiltere)
Nasil:kordon kanindan elde edilen kök hücreden
Ne zaman:1 kasim 2006
Kim:ingiliz bilim adamlari
Sayfa 87
3.Sosyal,siyasal,kültürel ve günlük hayatla ilgili bilgi almasini saglar.

7.etkinlik:Bütün gazetelerde spor,ekonomi,siyasal,kültürel ve güncel olaylar olmak üzere çesitli konularda haber yazisi mutlaka bulunur.
9.Etkinlik
Burgazada Çöp Yanginiyla Faciadan Döndü.Cümlesinde ''Döndü''kelimesi kurtulmak,atlatmak anlamindan kullanilmistir.(yan anlamindadir)
*Amaç bilgi vermek oldugundan genelde kelimeler ilk anlaminda kullanilir.
10.Etkinlik
Basit ,anlasilir haber cümleleri kullanilir.Bu özellikle haberin anlasilirligini olumlu yönde etkiler.
4.Açiklayici ve ögretici anlatim türleri kullanilmis
5.Göndergesel islervde
6.Anlatici nesnel anlatim yolunu kullanir.Çünkü amci bilgi vermektir.Kendi duygu ve düsüncelerini katmaz.

Sayfa 88-Anlama Yorumlama
1.Okuyucu açisindan iyi bir yazi özelligi tasimasi için.

Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Ne,nerede,ne zaman,nasil,neden,kimdir.
*resmi,özel,ajans
2.D,D
3.A'dir.
4.B
5.A

Sayfa 91-95 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
hazirlik
1.ilginizi çeken olaylari paylasin.
2.Günd.elik konulari yorumlayan yazi türüdür.Bu yüzden günlük ve geçiçidir.Yani kelebek gibi kisa ömürlüdür.
3.Kalicilik:çabuk unutulmamak,degerini geç yitirmek
Günübirlik:Bütün gün boyunca 1 gün
Güncelligini yitirmek:Günün konusu olmamak,geçmiste kalmis olmak
Suya yazi yazmak:bugünün yazilarinin yarin unutulup gidecegi anlaminda kullanilir
Sorularin cevaplari
1.*okuyucunun ilgisini çekecek günlük olaylar islenir.
*açik,sade,anlasilir bir dil kullanilir
*konular tarafsiz bir sekilde ele alinmalidir.
*samimi ve içtendir.
*yazilanlari inandirma zorunlulugu yoktur.
2.her konuda fikra yazilabilir.Günlük ve ilgi çekici konular seçilirse daga dikkat çeker
3.Unutulmus olan''tesekkür''konusu islenmis.Yazar günlük hayattan ve kendi hayatindan örnekler vermis.
4.Dokunakli bir sonuca baglanarak okuyucunun düsünmesi amaçlanmistir.
5.Yapmadim
6.Kanitlama yoluna gitmemis örneklerle açiklamistir.
7.Göndergesel islevde kullanilmistir.
8.Cebe indirmek-Cebe almak
Nezaketle vücudunu kirmak-Egilmek
5.Etkinlik
hepsini isaretleyin
*Akcilik,duruluk,açiklik fikranin anlasilmasini mkolaylastirir.
7.Etkinlik
Birçok sikayetleri ile baslayan cümlede bir çok sikayet olacak..Zaten bir çok çogulluk anlami katiyor
8.Etkinlik
Sözlü anlatim ürünü olan fikralar nükteli,gülünç hikayelerdir.Bunlar olaylari gülünç,sakali anlatarak insanlari düsündürmeyi amaçlar.Gazetede yayimlanan fikralar ise günlük olaylari ciddi yazilardir...

**çme ve degerlendirme
1.gazetelerde
güncel
2.D,Y,D
3.C
4.E
5.C

(sayfa 97-105 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik Çalismalari
1.kisiden kisiye degisir.
2.Denemeler insanlarin herhangi bir konu üzerinde kesin yargilara varmadan görüs ve düsüncelerini ortaya koyduklari fikir yazilaridir.Nurullah Ataç'in ''ben ülkesi''derken denemelerin yazarin kendi özel görüs ve düsüncelerins belirtmesini kastetmistir.
3.Bir yazinin okunmasi için ilgi çekici olmasi gereklidir.
sayfa 93
1.*yazar kendine ilginç gelen konulari ele alir.
*konular yüzeysel degil,derinlemesine ele alinir.
*Islenen konu üzerindeki düsüncelere yazar kendi yorumunuda katar
*Ciddi bir anlatim vardir
*Dil göndergesel islevde kullanilir.
Sayfa 102
5.Etkinlik
Konularina Göre Denemeler
Kisisel duyarlilik ve dikkati konu alan denemeler
Görgü ve pazarciliktir(kitaptaki deneme örnekleri)
Özellikleri:günlük hayatla ilgili konularda kisisel duyarlilik ve dikkat konu edinilir
Ögretici-Elestirel denemeler
Ruh ve beden(kitaptaki deneme örnegi)
Özellikleri
Daha çok egitici ve ögretici bir rol üstlenen denemelerdir
Sosyal ve Felsefi Konulrda Bireysel Düsünceyi ifade eden Denemeler
Bilgi ve düsünce(kitaptaki deneme örnegi)
Sosyal ve Felsefi konulari isleyen denemelerdir.
6.Etkinlik.Tüm kutucuklara isaret koyun.
NOT:Deneme yazmak için derin bir kültür birikimine sahip olunmasi gerekir.bu yüzden denemelerde bazi anlasilmayan kelimeler olabilir.Ama bu kelimeler anlasilmayi ve akiciligi pek etkilemez
Sayfa 103
soru 2:Açiklayici,kanitlayici ve ögretici anlatim türleri kullanilmistir.
soru 3:göndergesel islevde kullanilmistir
8.Etkinlik
Sohbet
Dil:samimi ve içtendir.Nükteli anlatim vardir.
Deneme
dil:Ciddidir.Nükteli anlatima yer verilmez.
Sohbet
tema:güncel
Deneme
tema:ilgi çekici
Sohbet
Söyleyis-üslüp:içtenlik vardir.
Deneme
Söyleyis üslüp:duygudan çok düsünce vardir
9.Etkinlik
Büyük-küçük,içeri-disari gibi zit anlamli sözcükler kullanilmistir.Bu sözcükler karsit durumlari ortaya koymak amaciyla kullanilmistir.Yazar karsitliklardan yararlanarak asil anlatmak istedigi düsünceyi ortaya koymustur.
10.Etkinlik
Metinde ''gözüne almak''deyimi yanlis kullanilmistir.''göze almak'' sekliyle düzeltilebilir.
Anlama Yorumlama
1.Deneme yazarlari engin kültür birikimleri ve genis düsünce dünyalari ile okuyuculara faydali olurlar.Ele aldiklari konularda düsüncelerini ortaya koyar ve okuyucularina bir düsünce kapisi açarlar.
2.Insan hayal ve kültür dünyasini gelistirir.Kisinin farkli fikirlere açik olmasini ve saygi duymasini saglar.
Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Düsünce
2.D,Y,D
3.D
4.C
5.E
6.A

(Sayfa 107-115 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik
soru 1:Gözlem:bir eseri yazmaya baslamadan önce gerekli,bilgi,deney,inceleme,v e arastirma yapma isi
Tarafsizlik:yansizlik,tarafsiz olma durumu
ispat:kanitlamak,gerçek yönünü ortaya çikarmak
Nesnellik:taraf tutmadan yapilan inceleme,objektiflik
Bilimsellik:bilimle ilgili,bilime dayali
Didaktik:ögretici
Basyazi:dergi ve gazetelerin ilk sayfalarindaki makale
Basyazar:basmakale yazari
2.belgelerle açiklanir.Kanitlar gösterilir.
Sayfa 109 sorularin cevaplari
1.*Makaleler herhangi bir konuda bilgi vermek ,bir konuyu veya düsünceyi açiklamak,ispatlamak amaciyla yazilir
2.Çevre kirliliginin dünyamiz için olusturdugu tehtide dikkat çekmek ve bu konuda görüslerini belirtmek
3.Gerekli kültür ve bilgi birkimine sahip okuyucuya hitap eder
4.Konu toplumun büyük bir kesmini ilgilendirecek nitelikte olmalidir.
*kanitlar inandirici olmalidir.
*anlatim açik,sade,anlasilir olmalidir.
*Konu tarafsiz bir sekilde ortaya konmalidir
5.haber yazilarinda sadece haber vardir,makalelerde düsünce ve yorum vardir.Gazete haberleri günlük oldugu halde makalelerde günlük düsüncelerden çok uzun ömürlü düsünceler yer alir
6.çevre kirliliginin yol açtigi zararlardan bahsedilerek örnekler verilmis.sonra alinabilcek önlemlerden bahsedilmistir
7.Çevre kirliliginin zararlari düsüncesi,çevre kirliliginin yol açtigi afetler,küresel isinma ve bozulan ekolojik sistem yardimci düsüncelerle iliskilendirilerek birbirine baglanmistir
8.Yok
9.islenecek konunun ortaya konmasiyla baslamis,örneklerle devam etmis ve bir fikre baglanarak sonuçlandirilmistir
10.Göndergesel islevde
4.Etkinlik
ögretici,açiklayici,kanitlayic i anlatim türleri kullanilmistir.okuyucuya çevre kirliliginin neden ve sonuçlarini açiklamak,ögretmek ve kanitlamak amaciyla bu anlatim türleri kullanilmistir.
12.EtkinlikMetinde görev alan kelimeler,kelime gruplari ve cümleler yapiyi olusturan ögelerdir.Kelime gruplari ve cümleler anlam ve sekil bakimindan birbirine baglanarak makalede verilmek istenen düsünceyi ortaya koyar.
Anlama Ve Yorumlama
1.Okuyucularin makalede islenen konu hakkinda bilgi edinmesini,onlarin dünyasinda yeni ufuklarin açilmasini saglar.
2.Makaleler düsünce yazilaridir.Dolayisiyla yazarin düsüncelerini yansitan yazilardir.Yani yazarin düsüncelerini yansitarak ayna görevi görür.

Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Düsünce
gazete ve dergilerde
Basyaz
Read More...

10.Sınıf Dil ve Anlatım Yeni Kitap Cevapları (2011 - 2012 Sezonu Kitap Cevapları)


10.Sınıf Dil ve Anlatım Yeni Kitap Cevapları (2011 - 2012 Sezonu Kitap Cevapları)


ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM KİTABI CEVAPLARI
14. sayfa
A bölümü
*Sunum
*İletişim
*kısa
*takip etmelidir
*dinleyicileri
*sunum
B bölümü
D
D
D
Y
D
D
D
Y
D
D
D
D


c bölümü

sunum hazırlık aşaması
2-planlama
3-bilgi toplama
4-hedef kitleleri belirleme

sunum planlaması
2-taslak üzerinde çalışma
3-sunum yöntemini belirleme
4-araçları hazırlama



sayfa 14;
A.Boşluk doldurma:
1-sunum
2-uyum(eşgüdü)
3-görsel/kısa
4-dinlemelidir.
5-dinleyiciyi
6-Sunum

B.Doğru/Yanlış
1-D, 2-D, 3-D ,4-Y, 5-D, 6-D, 7-D, 8-Y, 9-D, 10-D, 11-D, 12-D

Sayfa-15
1-b
2-e
3-b
4-a

Sayfa 19
1- Türkçemize giren yabancı kökenli kelimeler üzerinedir. Bu kelimeleri ayırmamız gerektiği söylenmektedir.
2-Bu tartışmada sadece tek bir taraftan bakılmıştır. Yani zıt düşünceler söz konusu değildir. Tartışma bence amacına tam anlamıyla ulaşamamıştır.
3-Tartışmalarda zıt düşünceye sahip insanlar birbirlerini kıracak, küçük düşürecek şeyler yapmamalıdırlar.Hakaret etmemelidirler.Eğer yapılırsa bu hem tartışmanın kalitesi açısından hem de bu tartışmaya katılan, izleyen, dinleyenler açısından da hiç iyi olmayacaktır.
4- Evet ben düşünüyorum; çünkü insanlar önyargılı davranıp, karşısındaki kişinin görüşüne aldırmayıp benim dediğim doğru diye diretirse tartışmanın kalitesi düşer ve ortaya büyük bir gerginlik çıkabilir.
5- Güncel konular yer alır, tartışmaya katılanlar örneklerle beraber kendi düşüncelerini başkalarıyla paylaşırlar ve bu düşüncelere karşı zıt düşünceler tartışmada yer alır.
Bu kadar yapabildim arkadaşlar.
7-Öğreticilik. Göndergesel işlev. bunu şurdan anlıyoruz dille ilgili açıklamalar yaptığından.
-->(tüm ödevler için -> sorucenneti.net <- )

Sayfa 20
2. etkinlik
1-tartışma problemlerinin seçimi
2-tartışmayı yönlendirecek soruların belirlenmesi
3-araç ve tekniklerin belirlenmesi
4-tartışmanın yapılacağı fiziksel ortamın düzenlenmesi
5-değerlendirme

sayfa 21
3.etkinlik
topluma açık tartışmalar
-herkese açık olarak olarak gerçekleştirilir
-bilgilendirme yönlendirme amçlıdır
-basın ve halk önünde gerçekleştirilir
-sonuçlar ayrıca duyurulmaz
-tartışmaya dinleyicilerde katılır

topluma kapalı tartışmalar
-sonuçları yalnızca basın aracılığıyla verilir
-kamuoyu oluşturmak amaçlanır
-sonuç bildirisi yayınlanır
-basına ve topluma kapalıdır
-konuları günceldir

sayfa 22 BOŞLUK DOLDURMA

1.başkan
2.tartışma
3.panel
4.münazara

DOĞRU-YANLIŞ
Y D D D

Sayfa 23 - ÇOKTAN SEÇMELİ
1.A
2.E
3.E
4.E
5.B
6.C
7.D
8.A


sayfa 29
boşluk doldurma
1-başkanın
2-panel
3-katılımcılar

y
d
d
d

1-e
2-b
3-d

sayfa 30
1-fikirlerin
2-paneli
3-amaç
b bölümü
d
d
d
y
c bölümü
1-a
2-d
3-d
-->(tüm ödevler için -> sorucenneti.net <- )

Sayfa 30
panelde seçilen konu üzerinde farklı 'düşüncelerin dile getirilmesi sağlanır.
tartışmayı yoneten başkan knouyu yonlendirecek şekilde...
B:
D
Y
Y
D
C:1.C 2.D 3.B
-->(tüm ödevler için -> sorucenneti.net <- )

Sayfa 34
1.) Vardır .Tema, hazırlık , sözcükler etkiler.
2.) Gerçekçilik kazandırır.
3.) Evet Belirtmiştir. Giriş , Gelişme, Sonuç

Sayfa 35
1. Etkinlik

3. Soru) Önemlidir. Çünkü hazırlıksız olursak anlatımımızı çok iyi yapamayız, karışıklık olur ama eğer hazırlanırsak çok iyi bir şekilde yaparız.

Sayfa 36
3. Soru) Önemlidir. Çünkü ön hazırlık yapınca konuyu nasıl anlatacağımızı planlarız ve düzgün bir şekidle anlatırız.
4.Soru) Yazıya ve konuşmaya öznel düşünce eklemek, Toplanan bilgileri deneyimlerle zenginleştirmek, Yazma ve Kobuşması öncesi bilgi toplamak.
-->(tüm ödevler için -> sorucenneti.net <- )

Sayfa 37
Ölçme ve Değerlendirme

D
D
D
D
D
D
D
D
C.
3. C
4. E

Sayfa 41
A)1.boşluk konu
2.boşluk tema
3.boşluk içerik
4.boşluk kişiler
5.boşluk olay örgüsü

B)1,4,5,7,9.boşluk-bireysel tema
2,3,6,8. boşluk -sosyal tema
C)1-b
2-d
3-d

Sayfa 50 - Hazırlık
1.Bu hikayeyle verilmek istenen mesaj nedir? Düsüncelerin kisiden kisiye değistiği.
Ayrıca Bacon'ın sözünde sıradan şeyleri gözümüzde büyüterek mucizevi şeylere dönüştüreceğimize mucizevi şeyleri sıradan şeylere dönüştürün böylece başarıya ulaşırsınız
Sadi Şirazi'nin sözünde ise Bazı güzellikleri herkes aynı gözle göremeyebilir.Bakışa göre karşı tarafın güzelliği,iyiliği veya kötülüğü değişebilir. bunlar anlatılmakta..

Metin İnceleme
1-Yazarın hayata bakış açısıyla ilgilidir.
3-Kişiselerin bireysel düşünceleri,yaşam biçimleri,hayat şartları..
5-Çirkinlik-somut Romantizm-soyut İyi-soyut Oy deposu-soyut Binalar-somut vb..

Sayfa 51 - 1.Etkinlik
1.Metin Somut 2.Metin Soyut
Tablodaki görme işitme tatma koklama dokunma bunlar 1.metine aittir.

2.Etkinlik
Öznel-kişinin kendi duygularıyla ifade ettiği düşünceler
Nesnel-herkes tarafından değişmeyen kesin ifadeler. (bunu açıklamama gerek yoktu sanırım neyse )

1.Metin Nesnel 2.Metin Öznel

Sayfa 52
Tablodaki özelliklerden
1- 1.Metin
2- 1.Metin
3- 2.Metin
4- 2.Metin
5-6-7 - 1.Metin
8-9 - 2.Metin
10-11 -1.Metin sadece bu kadar yaptık 3.Etkinlik ve 53.sayfa benimde ödevim umarım yardımcı olmuşumdur.. (sorucenneti.net )

52. sayfadaki tablo şöyle

Doğrudan Anlatım 1.Metin hepsi. İç taraflarında ağaçların yüksekliği elli,altmış metreyi bulur. buradaki bulur doğrudan anlatım olduğumu gösterir vb..
Dolaylı Anlatım 2.Metin. Annesini tanımıyormuş burdaki -muş dolaylı anlatım oldugunu gösterir. vb..

53. sayfadaki 4.etkinlik
Şiir aynı olduğu halde değişen nedir? örneğin çocuk gibi okunduğunda daha bir masumluk,şirinlik vardır. Şiir tamamen konu başlığımızda olduğu gibi anlatıcının tavrıyla ilgilidir.

6.Etkinlik
kişisel düşünceler- hiç görmediğim bir güzellikteydi. hiç kimse görmüyor bu güzelliği.. vb
günlük olduğu için tamamen kişisel düşüncelere yer verilmiştir diyebiliriz..

Sayfa 54 - 8.Etkinlik
1.cümle- öznel soyut doğrudan
2.cümle-öznel soyut doğrudan
3.cümle-nesnel somut dolaylı
4.cümle-öznel soyut doğrudan
5.cümle-nesnel somut dolaylı

Ölçme Değerlendirme
1-Somut 2-Öznel 3-Nesnel 4-Soyut 5-Doğrudan Anlatım 6-Dolaylı Anlatım.

Sayfa 55 (D/Y)
1-D 2-Y 3-Y 4-Y 5-Y

Çoktan seçmeli sorular
1-D 2-D 3-D 4-E 5-C

Sayfa 56 hazırlık
Hangisini daha kolay okuyorsunuz?Bunun nedeninin ne olabileceğini belirtiniz.
Şiiri daha kolay okuyoruz çünkü tekerlemede aynı sözcükler ve kelimeler sürekli tekrarlanmış.

Sayfa 57
1.soru:2.metin çünkü olayı burada doğrudan net bir biçimde,duygularıyla anlatmıştır.yani açık anlatımdır
2.soru:1.metin çünkü olayı burada zihnimizde net bir şekilde canlandır amayız bu yüzden açık anlatım değildir
3.soru:1.metin çünkü cümlenin akışı sözcükler yazılışından dolayı bozulmuştur.

Sayfa 58
1,2,4,6,8,9,13,15: birinci metin
3,5,8,10,11,12,14:ikinci metin

1.etkinlik:
açık anlatım:cümlelerin farklı yorumlara ve anlaşılmalara meydan vermeyecek şekilde kurulmasıdır.
kapalı anlatım:anlatımın zorlaştırılmasıdır
duru anlatım:cümlelerin gereksiz sözcükler kullanmadan kurulmasıdır.

2.etkinlik
akıcı:kolayca anlaşılır.duraklanmadan okunabilir.okuyucuyu sıkmaz ilgi çekici ve sürükleyicidir.
duru: yukarda var
yalın:az sözcükle çok anlam ifade edebilmek

Sayfa 59
D
D,
Y
B)
anlam
özne-yüklem
C)
1,2,3,5,6,7 yıldız koyun
Ç)
B
D
D
E (sorucenneti.net )

72-87 ARASI CEVAPLARI
A.ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM(HİKAYE ETME)İSİM-AD
HAZIRLIK:
Masalın olayı: Oduncu ve ayı arasında geçen kurmaca bir olay
Mekan: Dağ
Kişiler: Oduncu ile ayı
Masaldaki olay kurmaca bir kişi tarafından anlatılmaktadır.
Masaldaki kişileri,zamanı, mekanı değiştirip tekrar yazınız.

SAYFA 73
İsim olmalarıdır,isimler metinlerde varlık ve kavramları tanıtmak için kullanılır.
Bu sözcükleri çıkarınca anlamlı bütün olmaz.Çünkü bu isimler varlık ve kavramları belirtmektedir.
Heeeeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol
Git gidebildiğin yere

SAYFA 76
Metin İnceleme
1. Olaya dayalı anlatım vardır.Bu metinlerin ortak özellikleri şunlardır:
Bir olay çevresinde gelişir. Bu temel olayın etrafında daha küçük çapta gelişen olaylar yer alır.
İnsanların başlarından geçen ya da geçebilecek nitelikteki olaylar gösterilir.
Olaylar belirli bir zaman diliminde geçer.
Anlatılan olaylardan etkilenen insanlar ya da varlıklar vardır. Bunlara eserin kahramanları denir. En çok etkilenen varlığa eserin başkahramanı (başkişisi) denir.
Olayın serim, düğüm ve çözüm bölümleri bulunur. Yani olayın bir başlangıcı, gelişmesi ve sonunda da çözümlenişi vardır.
Ele alınan olayların anlaşılması için tasvirlere yer verilir.
Metinlerin bir yazarı vardır.
Edebi dil kullanılır.
2.Ortak ögeler olay örgüsü, kişiler, yer ve zaman ögeleridir.
HAYAT NE TATLI:Hafız Nuri Efendi amaçsızca evden dışarı çıkar.Yolda Şükrü'yü görür.Şükrü'yle Kumkapı'ya gitmek için yürürler fakat Şükrü ortadan kaybolur.Sonra mahallenin kömürcüsü Halil Efendi'yle karşılaşırlar,tekrar mahalleye dönerler.Nuri Efendi evine gider, hayatın yaşanılacak kadar güzel olduğunu düşünür.
BİNLERCE GÜVERCİN:Ömer, Zeki'den satın alacağı güvercinler için babasının cebinden 20 lira çalar.Annesi ve babası durumu anlayınca evlerinde misafirliğe gelen teyzesinin oğlu Mustafa'dan şüphelenir.Mustafa kendisinin hırsız sanılmasına çok üzülür ve evine dönmek ister.Ömer suçunu itiraf eder ;Mustafa sevinir; ama bir daha teyzesine gelmez.
FATİH-HARBİYE:Faiz Bey geç olmasına rağmen eve gelmeyen kızını merak etmektedir.Şinasi kızın nerede olduğunu bildiği halde arkadaşı Fahriye'de olabileceğini söyler.
3.Öyküleyici anlatımın ayırıcı özellikleri:
Olay, kişi, mekân ve zaman ortak ögeleridir.
Bu anlatımda amaç;olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak,anlatmak istenileni bir olay içerisinde vermektir
Olaylar birinci şahsın ağzından anlatılabilir.(Anlatıcı olay kahramanlarından biridir)Sanat metinleri öyküleyici anlatımla yazılır.
Olaylar ilahi bakış açısıyla anlatılabilir.
Olaylar 3.şahsın ağzından anlatılabilir.
(Olan biten bir kamera sessizliğiyle izlenip anlatılabilir.
Kişi, mekân ve zaman olay ve olay örgüsünü oluşturmak için kullanılan ögelerdir.
Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin türlerinde kullanılır.
Öyküleyici anlatımda bir olayın olması şarttır.
3.Şahıs anlatımda anlatıcı her şeyi bilir.
Öyküleyici anlatım sanat metinlerinde ve öğretici metinlerde kullanılır.
Kelimeler daha çok mecaz ve yan anlamda kullanılır.
4) "Binlerce Güvercin" metninin olayı Ömer'in satın almak istediği güvercinler için babasının cebinden 20 lira çalması"
Olay zinciri:
Ömer'in yaptığı hırsızlıktan pişmanlık duymaya başlaması
Ömer'in babasına yemek götürmek için Mustafa'ya yola çıkması ve korkudan parayı taşın altına saklaması
Babasının paranın kaybolduğunu anlaması
Ömer'in anne ve babasının misafir olan Mustafa'dan şüphelenmeleri
Mustafa'nın hırsız sanılmasına çok üzülmesi ve bu yüzden evine dönmek istemesi
Ömer'in suçu Mustafa'ya yıkmasından çok pişmanlık duyması ve üzülmesi
Ömer'in parayı kendisinin aldığını itiraf etmesi
Mustafa'nın suçsuz olduğunun anlaşılmasına sevinmesi
Mustafa'nın bu olaydan sonra bir daha teyzesine gelmemesi
Ömer'in bu durumdan dolayı binlerce güvercini olsa bile sevinememesi
Olay ve olay zinciri arasındaki fark:Olay , kişiler arasında bir sebebe bağlı olarak gelişen ve bir sonuç meydana getiren eylemken olay zinciri belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın sebep-sonuç ilişkisine bağlı biçimde oluşturdukları bütündür.
5.Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir biçimde oluşturdukları organik bütündür. Olay örgüsünü: "eserde nakledilen hadise veya hadiseler zinciri" veya "bir oyunun, hikayenin yahut romanın içinde olan biten her şey" biçiminde de tanımlamak mümkündür.
Olay örgüsü, birbiriyle hiç ilgisi olmayan olayların rast gele veya peş peşe sıralanması değil, birden fazla olayın sebep-sonuç içinde organik bir bütün oluşturmasıdır.
'Kral öldü, kraliçe de öldü.' dersek hikaye olur.
'Kral öldü, arkasından kraliçe de öldü.' dersek olay örgüsü olur.(Neden sonuç ilgisi var.)
Metinlerin olay örgüleri yukarıda verilmiştir.
6.Metinlerde olaylar kişiler etrafında şekillenmektedir.Kişiler olayın akışında yönlendirilmesinde doğrudan veya dolaylı olarak etkin rol işlevine sahiptir.
7)"Hayat Ne Tatlı" metninde : "kapı, şemsiye, sokak, işi, ayakları,yol, İstanbul,Edirne, köşeye,depo"
"Binlerce Güvercin" metninde: "güvercinler, gaz lambası, babam, elbiseler, ceket, vücudum, ateş, parçası,
"Fatih-Harbiye" metninde: "Şinasi, masa, sandalyeye, başını, yüzüne,gencin,sual, zemin , kitabı, gözlerini"
Bu kelimeler metinlerden çıkarıldığın anlam bozulur.İsimler varlıkları ve kavramları tanıtmak, belirtmek için kullanılır.
8) "Hayat Ne Tatlı" metninde "vagonlar,ayaklar, bastonlar,marullar salatalar,iskemleler,takunyalar..."
"Binlerce Güvercin" metninde "güvercinler, elbiseler,gözler, yiyecekler,kötülükler"
"Fatih-Harbiye" metninde "şeyler" sözcükleri çoğuldur.Çoğul isimler birden fazla varlığı karşılamak için kullanılır.
9) İfade edebilir.Örneğin "ordu, sürü, orman, sınıf, okul, millet" gibi sözcükler...
EK BİLGİ:Şekil yönüyle çoğul olmadığı, çokluk eki almadığı hâlde anlamca çoğul olan kelimeler vardır.
Seçmen, tercihini yarın ortaya koyacak.
Asker, sınırları bekliyor.
Genç yaşta saçı dökülmüş.
Bu cümlelerde seçmen, asker ve saç kelimeleri tekil oldukları hâlde anlamca çokluk bildirmektedirler. Bunlar, topluluk isimleri değildir.

SAYFA 78
9.Çoğul isimler de topluluk isimleri de birden fazla varlığı ifade etmek için kullanılır.Topluluk isimleri çoğul eki "-ler,-lar" almadığı halde birden fazla varlığı karşılar.
10."Anadolu" şiirinde geçen millet kelimesi topluluk ismidir.Topluluk isimleri ifadeyi kısaltır ve netleştirir.Şekil bakımından da tekil göründüğü halde sayısız, belirsiz bir çokluk anlamı katar.
11."Osmanlı" kelimesine gelen "lar" eki "boy,soy,kabile" anlamında kullanıldığı için kesme işaretiyle ayrılmamıştır.
12. "-cik" eki küçültme anlamı katmıştır.Bir varlığın benzerlerine göre küçük olduğunu belirtmek istediğimiz zaman başına küçük, ufak, minik gibi tamamlayıcı sözcükler getiririz.
Küçük pencereden bir minik serçe girdi.
Bunu küçültme ekleriyle de anlatabiliriz. Küçük pencere yerine pencere-cik, minik serçe yerine serçe-cik diyebiliriz.
13. Oğlumuz metnindeki isimlerin yapısı:
şubat: basit isim
gece-si :basit
baba-m-ın: basit
kucağ-ı-n-a: basit
ortak-lar-ın: basit
Bu isimler yapım eki almadığı için basit yapılıdır.
var-lık-ı-n-a: türemiş
hırçın-lık-lar: türemiş
iştah-sız-lık-lar: türemiş
sev-gi-miz: türemiş
çare-siz-liğ-in: türemiş
Bu isimler yapım eki alarak türemiştir.
"ANADOLU" metnindeki isimlerin yapısı:
yurd-u: basit
el-ler: basit
ana: basit
kucak-ı-dır: basit
soy-u-n-u: basit
hudut: basit
boy-u-n-u: basit
devlet-e: basit
meydan-da: basit
can: basit
silah: basit
kahraman-lar: basit
otak-ı-dır: basit
el-ler: basit
kuş-lar: basit
çayır-ı-n-da: basit
...
Bu isimler hiçbir yapım eki almadığı için basit yapılıdır.
kon-ak-ı-dır: türemiş
Osman-lı-lar: türemiş
...
Bu isimler yapım eki aldığı için basit yapılıdır.
Anadolu: birleşik
İki kelimenin birleşmesiyle oluşmuştur.
14: Metinlerdeki "Sultan Osman,Anadolu,Osmanlılar,Şinasi, Faiz Bey, Mustafa, Ömer, Zeki, Nuri Efendi, Edirne, İstanbul, Sirkeci, Kumkapı , Halil, Şükrü" gibi isimler özel isimdir.
"Şemsiye,ev, kömürcü, mahalle, istasyon,iskemleler, yatak, lamba, güvercinler, masa, sandalye, anne, baba," gibi pek çok sözcük cins adıdır.

"Hayat Ne Tatlı" metninde ilahi bakış açılı(hakim) anlatıcı ve gözlemci bakış açılı anlatıcı bir arada kullanılmıştır..Bu metinde anlatıcın olayla ilgisi yoktur."Binlerce Güvercin" metninde olayın anlatıcısı metnin baş kahramanıdır, olay ve olay dizisiyle doğrudan ilgilidir."Fatih-Harbiye" metninde ise ilahi bakış açılı anlatıcı(hakim) anlatıcı vardır.Olay veya olay dizisiyle bir ilgisi yoktur.

2.etkinlik
bebeciği: küçültme
çocukcağız: acıma
Anneciğim: sevgi
kızcağız: acıma

SAYFA 79
3.ETKİNLİK - TABLO
1.METİN İçin Tablo Cevapları
Zaman : Nuri Efendi'nin sokağa çıkıp akşam evine dönmesi arasındaki zaman.
Mekan : Sokak, Mahalle, Kahve, Ev
Kişiler : Hafız Nuri Efendi, Şükrü Halil, kahvede oyun oynayanlar
Olay : Nuri Efendi'nin amaçsızca sokağa çıktıktan sonra yaşadıkları.
Tema : Hayat güzeldir.

2.METİN İçin Tablo Cevapları
Zaman : Gece başlayıp ertesi 2 güne kadar devam eden zaman.
Mekan : Ev, yol, köy meydanı
Kişiler : Ömer, Mustafa, Zeki, Ömer'in anne ve babası(Nuri)
Olay : Ömer'in, babasının cebinden 20 lira çalması ve suçun, teyzesinin oğlu Mustafa'ya kalması.
Tema : Hırsızlık pişman olunacak sonuçlar doğurur.

3.METİN İçin Tablo Cevapları
Zaman : Gece, Şinasi ile Faiz Bey'in konuştukları kısa zaman dilimi.
Mekan : ev
Kişiler : Şinasi, Faiz Bey, Fahriye
Olay : Faiz Bey'in, eve gelmeyen kızını merak etmesi.
Tema : Endişe

4.ETKİNLİK
Masalın olay örgüsü:
Bir farenin devenin yularından tutup yola çıkmaları
Farenin devenin yularını tuttuğu için kibirlenmesi
Önlerine koca bir ırmağın çıkması
Farenin ırmaktan geçememesi ve korkması
Devenin fareye ders vermesi

Ø Masaldaki olay örgüsü metnin temasını ortaya koymak için düzenlenmiş ve aralarında anlam ilişkisi kurulmuştur.
Ø Masalı zaman, mekan ve kahramanları değiştirerek tekrar yazınız.
Ø Masaldaki zaman ve mekan ve kahraman özelliklerinin değiştirmemiz örneğin istediğimiz bir yaşam biçimi,zaman mekan veya insan ilişkileri üzerine kurguladığımızda olağanüstü unsurlar ortadan kalkar.
Ø Olay örgüsü,zaman,mekan , kişi ve anlatıcı metnin temasını ortaya koymak için bütünleşir.Bu ögeler metnin yapı unsurlarıdır ve bir tema etrafında bir araya gelirler.
Ø Olay çevresinde gelişen metinlerde bir ana olay ve buna bağlı olarak gelişen yan olaylar vardır. Ele alınan olayların gelişiminde mantıksal bir sıra izlenir.
Ø Bunlar olmasaydı olaylar gerçekleşmezdi.Çünkü öyküleyici anlatımda olay parçasının oluşumunda olay, kişi, zaman bütünleşir.Olay ; kişiler veya kişi işlevindeki kavram ve diğer varlıklar arasındaki karşılaşma ve çatışma sonucu ortaya çıkar.

SAYFA 80
5.etkinlik
"Şehir Mektupları" metnindeki türemiş isim örnekleri:
çıma-cı: ek bilgi:gemilerin iskeleye yanaşmaları sırasında halatları iskeleye veren gemi personeli
dile-k-çe , yaka-cık , ağır-lık-ı, su-cu, zeytin-lik
UYARI: Metinde türemiş başka sözcük türleri de var; ama sizden isim istendiğini unutmayınız.
Ø Kelime türetme yöntemi dilimizin yapısına göre sondan eklemeli bir dil olduğunu gösterir.
Ø Metindeki birleşik kelimeler:
Sarı+yer , Beyler+beyi , Kayış+dağı Taş+delen ,Göz+tepe ; Kara+kulak ,Bakır+köy
Birleşik isimler kendi anlamları dışındaki kavram veya varlıkları karşılayarak kelimeler arasında anlam ilişkisi kurulmasını ve ifadeye yeni anlamlar kazandırılmasını sağlar.
Ø Metindeki cins adlar: hamallar, su, depo, levha, can, yüz,ateş, kan,baş, huy…
Özel isimler: Sarıyer, Beylerbeyi, Pazarbaşı, Monitör, Oryantal Göztepe,Karakulak…
Bu cins ve özel adlar, metindeki varlık ve kavramları tanımamızı sağlar.

6.etkinlik
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine çıkması
Ordunun saatlerce Kocaeli'nin bağ ve bahçelerinden geçmesi
Yavuz'un askerlerin elma koparmasından endişe etmesi
Yavuz'un emir verip askerlerin heybesini aratması
Hiçbir askerde elma bulunmaması
Tek bir elma bulunmuş olsa bile Yavuz'un seferden vazgeçmeyi düşünmesi

Sayfa 81
Ø Okurlara seslenilmektedir. Her iki metinde de görüldüğü üzere okuyucuya ders verme amacı güdülmekte, toplumda kişilerin eksik görülen ahlaki davranışlarını tamamlamalarına yardımcı olmaya çalışılmaktadır.

7.ETKİNLİK

Ø Bknz:sayfa 76 3.soru
Ø Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin türlerinde kullanılır.

8.ETKİNLİK:Bu etkinliği hayal gücünüzle yapınız.
9.ETKİNLİK:
Ø İlk metinde somut ifadeler ağrılıkta 2.metinde ise soyut ifadeler…
1.metin

SOMUT Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz (somut) varlıklar yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Salata, turp, jambon, turşu, sos, ekmek, tabak, ressam, boya, insan, göz, elma, kayısı, erik, şekil, çiçek, dil, kamçı, hıyar, şeker, hindi, but, reçel, bezelye, pilaki, omlet, ıspanak, ciğer, yahni, yemek, tabak.
2.metin

SOYUT Duyu organlarımızla algılayamadığımız(soyut ) kavramlar yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Kalp, sevinç, keder, vefasızlık, ölüm, felaket, acı, ayrılık, gurbet, hasret, sıkıntı, refah, his.

Ø Soyut ya da somut kelimelerin fazlaca kullanılması ifadenin somut ya da somut olmasını etkiler.

SAYFA 82
Ø Metnin olay örgüsü:
§ Metinde olay Aytepe’deki siperde Yahya Çavuş’un düşman tarafından giderek kıstırıldıklarını anlamasıyla başlıyor.Daha sonra ise olay örgüsü:
§ Siperdeki askerlerin çoğunun şehit edilmesi
§ Direnecek güçlerinin kalmaması
§ Düşmanın siperi ele geçirmesi
§ Yahya Çavuş’un diğer askerlere Harapkale’ye çekileceklerini söylemesi
§ Tekirdağlı Sadık’ın diğer asker arkadaşlarını çekilmek için uyarması
§ Tekirdağlı Sadık’ın birçok arkadaşının şehit düşmesi

Ø Düşmanın sipere giderek yaklaşması ve direnecek güçlerinin kalmaması sebep
Siperi terk edip geri çekilmeye başlamaları sonuçtur.

Ø Metindeki olay örgüsü “Çanakkale Savaşı” teması etrafında anlamlı ve mantıksal bir sıra izlenerek kurgulanmıştır.

SAYFA 83
Ø İsimler cümlede farklı kelime türü olarak kullanılabilir.Kelimeler cümlede bulunduğu yere göre anlam ve görev üstlenir.Örneğin:
Metinde “Oğuz amcanın sol elinin serçe parmağına bir mermi çarptı.” Cümlesinde “sol” kelimesi “sıfat” olarak kullanılmıştır.
“Eğilerek siperin içinde hızla yürüdü.” cümlesinde “hız” kelimesi “la” ekini alarak zarf görevinde kullanılmıştır.
Benzer örnek cümleler:
İLERİ: Biraz ileri git (zarf)
İleriden sağa dönmelisin.(isim görevinde)
İleri düzeyde İngilizce biliyordu.(sıfat)

SABAH: Sabah ezanı okunurken yola çıktılar. (isim)
Sabah evden aceleyle çıktı. (zarf)
YALNIZ: Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.(isim)
Yalnız insanın yalancı arkadaşları, iki yüzlü dostları ve çekip gidecek bir sevgilisi olmaz.(sıfat)
Hayatımda biri yok,yalnız , birinde hayatım var.(bağlaç )
Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar sizin kadar yalnızım.(zarf)

11.ETKİNLİK
Ø Öyküde bir durumdan başka bir duruma geçilirken kişi, zaman ve mekan değişir ve bu da anlatım farklılığına sebep olur , farklı durumların anlatılmasına olanak sağlar.
Ø Olayın gerçekleştiği zaman ile hikayenin anlatılma zamanı aynı değildir,çünkü hikayede olay örgüsü yaşanmış veya yaşanılabilir olayların üzerine kurgulanır.

12.ETKİNLİK
Birleşik ismin oluşum şekli Birleşik isim örneği
İsim tamlaması Aslanağzı, devetabanı, denizaltı
Sıfat tamlaması Akdeniz, Karadeniz, Tekirdağ, açıkgöz
Bir isimle bir fiilin birleşmesi Vatansever,gecekondu,mirasyedi
İki fiilin birleşmesi
Dedikodu,çekyat,biçerdöver,

SAYFA 84
Şiirdeki öyküleyici anlatım unsurlarını bulunuz.
CEVAP:

Anlatıcı Zaman Mekân Kişi
Han Duvarları 1.şahıs - geçmiş zaman
- şimdiki zaman - yollar
- han Şair


SAYFA 85
Aşağıdaki metinde geçen isimlerin altını çiziniz.
CEVAP:
Dönüş adlı romanda roman kahramanı Seyyit YILMAZ, kişiliğiyle ön plana çıkmıştır. Erzincan'ın Kemah ilçesinden İstanbul'a göç eden ve Narin Tekstilde, biraz da araya adam koyarak güç bela gece bekçiliği işini bulan Seyyit YILMAZ, aslında Türk insanının tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişinde yaşadığı bütün gelgitleri yansıtmaktadır.

Metindeki özel isimleri uygun başlıkların karşısına yazınız.
CEVAP:
Sosyal statü adları: Türk
Kişi adları : Seyyit YILMAZ
Coğrafya adları : Erzincan, Kemah, İstanbul
Kurum-kuruluş adları: Narin Tekstil
Eser adları : Dönüş

ÖLÇME-DEĞERLENDİRME
A. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) şeklinde değerlendiriniz
(D) Olaylar tema çerçevesinde meydana gelir.
(D) Cins isimler bazen özel isim olarak kullanılabilir.
(Y) Öyküleyici anlatımda kişi öğesi insan dışındaki varlıklardan olamaz.
(Y) Psikolojik tasvirlerde genellikle somut isimler kullanılır.
(D) Öyküleyici anlatımda zaman, mekân, kişi ve olay olmak üzere dört unsur vardır.
(D) Varlıkların sayısının birden fazla olduğunu (- ler/lar) ekini kullanmadan da ifade edebiliriz.
(D) üçüncü şahıs anlatımda anlatıcı olayı dışarıdan gözlemleyen birisidir.
(Y) "Güneş, balçıkla sıvanmaz." atasözünde "-çık" eki kelimeye küçültme anlamı katmıştır.
(Y) Hâkim bakış açısında, anlatıcı olayın içerisinde bir kahramandır.
(Y) Oykülemede olay her zaman kronolojik olarak ilerler.
(Y) Öyküleyici anlatım, "öğretici metin" ve "sanat metinleri"nde kullanılır.
(Y) Topluluk isimlerinin çoğulu yapılamaz.

Ø Sınıfa getirdiğiniz metinlerdeki özel isim,cins isim, tekil isim, çoğul ve topluluk isimlerinin altını renkli kalemle çiziniz.

B. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun şekilde doldurunuz.
v Olay zinciri ile olay örgüsü arasındaki fark: Olay örgüsü, kurmaca metinlerde; olay zinciri ise, kurmaca olmayan metinlerde vardır.
v Beş duyu organımızla algılayamadığımız varlıkların isimleri soyut isimdir.
v Özel isimlere gelen "-ler, -lar" eki kelimeye topluluk, aile, millet anlamı katarsa bitişik yazılır.

2. Solgun yüzünde kaygı taşır her geçen
I II
Hep saz benizlidir, bu yıl eylül çocukları
III IV V

Yukarıdaki dizelerde numaralandırılmış sözcüklerden hangisi isim görevinde değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(Not: Bu soru kitapta dizgi hatasıyla çıkmıştır. Altı çizilmesi gereken kelimeler ve numaralar birbiriyle karışmıştır. Düzeltilmiş şekli yukarıdaki gibidir. Aksi takdirde sorunun iptal edilmesi gerekir.

3. "Somut bir isim anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir."
Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisinde böyle bir özellik vardır?
A) Sabahın erken saatlerinde balık avlamaya gittiler.
B) Bütün ağaçlar bahar aylarında güzelleşir.
C) Batı Anadolu'nun bu küçük kasabası oldukça şirindir.
D) Adam akşama kadar çalıştı, hâlâ yorulmadı.
E) Dün akşam, ağzındaki baklayı nihayet çıkardı.

4. Sofraya hep birlikte otururduk. Tahtadan, yuvarlak bir yer sofrasına, ayaklarımızı altımıza alıp yan oturarak yaklaşırdık. Sofra örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam bağdaş kurarak baş köşede otururdu. Beni sağına, kız kardeşimi de soluna alırdı. Karşısında annem otururdu. Babam, yemeğe başlamadan içimizden biri yanılıp da yemeğe uzanacak olursa hiç acımadan kaşığının tersini, uzanan elin sırtına indirirdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Betimleme - öyküleme
B) Öyküleme - örnek verme
C) Betimleme - açıklama
D) Açıklama - öyküleme
E) Açıklama - örnek verme


5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut bir isim mecaz anlama gelerek soyut an­
lam kazanmıştır?
A) Saçların beyazlayınca anlarsın gençliğinin kıymetini.
B) Çok yorgun ve hasta olduğundan dünkü davete katılmadı.
C) Kuraklıkta ağaçların bile yaprakları kavrulmuş, kararmıştı.
D) Onun kafasında ne tilkiler dolaştığını sen asla tahmin edemezsin.
E) Çok kitap okuyunca aklım karışıyor zihnim yoruluyor.


6. Çalışmalarımız sonuç verdi. Meler mi oldu? Ot bitmeyen bozkırlar, ipek gibi yumuşak topraklı ovalara dönüştü. Tarlalar, an kovanları gibi uğuldamaya başladı. Toprağın derinliklerinde uyuyan sular yeryüzüne çıkarıldı. Kova kova süt veren inekler, kovan kovan bal veren arılar yetiştirildi. Sofraları, el ele verilerek üretilen yiyecekler süsledi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Benzetme sanatından yararlanma
B) Öykülemeye başvurma
C) Yinelemelere yer verme
D) Betimleme yapma
E) Tanık gösterme

7. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi farklı yolla oluşturulmuş bir birleşik isimdir?
A) Dağlardan her yaz kuşüzümü toplardık.
B) Akşam olunca gökyüzünü sığırcıklar kaplardı.
C) Eskiden ebegümeci ilaç yapımında kullanılırmış.
D) Bu şirin derede alabalıktan bol bir şey yok.
E) Geceleri ateşböceği yakalamaya bayılırdık.

8. Kapıyı arkasından çekince açılan boşluğu doldurarak içeriye doğru yürüdü kar. Tüm bedeni birden kuşatarak... Sabaha değin sürüp doldurmuştu evin duldada kalan önünü. Kapının yarı boyuna çıkmıştı çığ. Rüzgâr köşe bucak dolaştı evi bir anda. Hemen çocukların yataklarına giderek iyice bastırdı yorganı, başlarına değin çekerek. Sonra da küreği aldı, içeriye doğru göçen karları attı, ardından ahırın yolunu açmaya koyuldu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basamaktadır?
A) Öyküleme B) Tanımlama C) Açıklama
D) Tanık gösterme E) Karşılaştırma

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut isim kullanılmamıştır?
A) Hepimiz şaşkın şaşkın, kıyıya yanaşmaya çalışıyorduk.
B) Kürek çeken arkadaşlarımın yüzleri sıcaktan kıpkırmızı olmuştu.
C) Dibinde beyaz taşların parıldadığı bir koya yaklaştığımızı gördüm.
D) Yukarıda küçük, tahta bir kulübe vardı.
E) Zihnimde güzel hayaller canlandı birden.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul isim kullanılmamıştır?
A) Yolumuz bir gün onlara da uğrayacak.
B) Yıllar birer hüzün kırışığı bırakıyor yüzlerde, gönüllerde...
C) Dalgalar temiz sahillere hasret kalmıştı.
D) Sizleri olaylara karışmamanız için uyarmıştım.
E) Bu güzel insanlar niçin uzaklaşıyordu buralardan,

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisi tamamıyla isim olan sözcüklerden oluşmuştur?
A) Su kenarları, duvar dipleri çocukların eğlence yerleriydi.
B) Bu sokaklar onun çocukluğunun geçtiği yerlerdi.
C) Önüne çıkan fırsatları dikkatle değerlendirerek bugüne geldi.
D) Bu çocuklar birer altındır, bunu zamanla siz de anlayacaksınız.
E) O. çok eski bir aile dostumuzun yakın akrabasıydı.


12. Korkmadım, korkmuyorum ölümden. Siz çiçek getirin, yalnız çiçek getirin. Bu dizelerde kaç tane isim kullanılmıştır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

13. Ekmeği bol eyledik / Acıyı bal eyledik I II
Sıratı yol eyledik / Geldik bugüne
III IV V
Yukarıdaki numaralandırılmış sözcüklerden hangisi isim değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

14. "Soğuk, kelebek, rüya, heyet"
Aşağıdakilerden hangisi bu kelimelerin hepsi için söylenebilir?
A) Somut B) Tekil C) Cins D) Basit E) Soyut

B:BETİMLEYİCİ ANLATIM:(TASVİR ETME) SIFAT(ÖN AD)
HAZIRLIK:
Hazırlık sorularını kendi bakış açınıza göre değerlendiriniz.

SAYFA 89
Ø Bu metindeki altı çizili kelimelerin işlevi; isimleri nitelemek, yani isimlerin durumunu, rengini, biçimini göstermek veya onları çeşitli yönlerden belirtmektir.
Ø Altı çizili kelimeleri çıkardığınızda metnin anlamında elbette ki bir daralma olmaktadır. Çünkü sıfatlar tek başına anlamlı kelimelerdir ve bulundukları yerlerde de bir anlam taşırlar.

SAYFA 90
METİN İNCELEME:
1)Metinden alınmış aşağıdaki bölümlerde sokak çocuğu (Sermed) betimlenmektedir.
Şakaklarından, ensesinden sarkan düz, parlak, koyu siyah saçlar altında sarı, süzgün, küçük yüzüne: genişlememiş kemikleri üstünde donuk esmer rengiyle zayıf izdüşümleri görülen kaslarına; yırtık gömleğiyle paçaları parçalanmış pantolonunun içinde ince bir değnek gibi du¬ran narin vücuduna bakılsa belki daha küçük zannedilirdi. Fakat ince yay gibi kaşlarının altında daima uyanık bir zekâ parlaklığıyla gülümser, bütün sokak çocuklarında vaktinden önce ortaya çıkan hayat tecrübesi ile görmekte, anlamakta düşünce gücünü gösterir gözleri, belki on iki yaşından daha büyük ola¬bileceğini zannettirirdi.
Bütün sokaklar onundur; bu büyük şehir onun için bitmez tükenmez koridorlardan, hollerden, avlulardan meydana gelen geniş bir evdir; onun içinde istediği gibi -ellerini içi yırtılmış ceplerine sokarak daima kesilmeye muhtaç saçlarının tepesinde ıslana ıslana bozul¬muş püskülsüz fesiyle, çorapsız ayaklarına daima büyük gelen yırtık potinleriyle- bu geniş evin dehlizle¬rinde, avlularında, sofalarında dişlerinin arasından ıslık çalarak rüzgârların önüne düşer; bir öz güvenle etrafı seyrederek gezerdi!..
Ø 2)Sokak çocuğu Sermed’in ve yaşadığı sokakların ayırıcı özellikleri verilmiştir.
Ø 3)Yazar, hikâyede geçen sokak çocuğunu genellikle insanlardan ayrılan, farklı yönleriyle betimlemiştir. Mesela; “zayıf izdüşümleri görülen kaslar”, “paçaları parçalanmış pantolonunun içinde ince bir değnek gibi duran narin vücut” ve “ince yay gibi kaşlar” betimlemeleri, yazarın sokak çocuğu için yapmış olduğu özel betimlemelerdir.
Ø 4)Yazar, insanların ve diğer varlıkların ayırıcı özelliklerini sıralarken gözlem gücünden, sıfatlardan ve benzetmelerden yararlanmıştır. Bu kelimeler, isimleri niteleme ve belirtme özellikleri taşımaktadır.
Ø 5) Olaylar anlatılmadan önce hikâyede geçen kişi ve mekânların tanıtılması, okuyucunun olayları gözünün önünde canlandırmasına yardımcı olmakta, okuyucunun olay, mekân ve kişi arasındaki irtibatı sağlamasını kolaylaştırmaktadır.
Ø 6) Gözlem özellikleri:
v Gözlem, "iç gözlem' ve "dış gözlem" olmak üzere iki şekilde olur. Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını incelemesi iç gözlemdir. Bizim dışımızdaki varlıklara yönelik gözlemlerimiz ise dış gözlem sayılır.
v Gözlem sırasında ayrıntılar belirlenmeli, gerekli notlar alınmalı ve düşünce ile bağ kurularak değerlendirme yapılmalıdır.
v Gözlem, sadece gözle yap¬ılmaz; akıl, hayaller ve diğer duyu organları da gözlem yapmada önemlidir.
v Gözlem, bilgi toplama ve ana düşünceyi geliştirme yollarının kaçınılmaz bir boyutudur. Ancak gözlem "bakma" değil "inceleme"dir. Gözlem yapacak bir kişi, konuya ilişkin ön bilgiye sahip olmalıdır.
v Öykü, roman, tiyatro gibi olay ağırlıklı türlerle makale, fıkra gibi düşünce ağırlıklı türlerde gözlemden yararlanılır.
v Gözlem sonucunda görünen her şeyin nakledilmesi, okura verilmesi gereksizdir. Bu yüzden genel fikir vermek için seçici davranmalı. Bir korku duygusu verilmek isteniyorsa daha çok kötü duygular anımsatan nesneler ve objelere dikkat çekilmelidir.
v Yazar, gözlem sonucunda dış dünyadan duyu organlarıyla edindiği intibaları kendi evreninde canlandırır ve dil vasıtasıyla okura sunar. Okuyucu görmediği bu evrenin içine girer ve onunla özdeşleşir, bu evrenin kendine özgü gerçekliğine katılır.

SAYFA 91
7. Evet. Yazarın sıfatlar (nitelik, şekil, durum bildiren kelimeler), ayırt edici özellikler ve benzetmeler kullanarak yapmış olduğu gözlemler neticesinde Monsieur Grandet'yi hayalimizde canlandırabiliriz.
8. Sizce Balzac bu karakteri güzel canlandırmış mıdır? Düşüncelerinizi sınıfla paylaşınız.
9.
Monsieur Grandet'nin ruhsal özelliklerinin ve karakterinin betimlendiği bölümler:
Grandet'nin davranışları açık ve yalındı. Söyleyecek az şeyi vardı. Genellikle düşüncelerini kısa cüm-lelerle açıklar, alçak sesle söylerdi. Devrim zamanından yani bir yerde halkın adamı olarak görülmeye başlandıktan beri, hazret uzunca bir konuşma yapmak ya da bir tartışmaya katılmak zorunda kaldı mı yorgun bir havayla kekeliyordu. Bu kekeleme, ne dediğinin belirsizliği, düşüncesini boğduğu sözcükle-rin akışı, mantıki bir kanıt üretmedeki çarpıcı beceriksizliği hep eğitimin yetersizliğine veriliyordu. … Monsieur Grandet'nin topu topu dört cümleciği vardı, üstelik bunlar cebir formülleri gibi her durumda kullanılır, günlük hayatta ve iş hayatında karşılaşılan her sorunu çözerlerdi. "Bilmiyorum." "Yapamam." "Bunun¬la ilgili bir şey yapmayı düşünmüyorum." "Bakalım." Hiçbir zaman açıkça "Evet." "Hayır." sözcüklerini söylemez ve yazılı hiçbir şey vermezdi. Eli çenesinde sesini çıkarmadan dinler, kendisiyle konuşulduğu zaman öbür eli dirseğinin altında, tartışılan iş her ne ise bir kere bu konuda görüşü belirlendi mi, asla onu açıklamazdı. Hasmı konuşmayı üst perdeden bir tavırla yürüttükten sonra artık onu avucuna aldı¬ğını düşünerek bu kez kendisi Grandet'ye kararının ne olduğunu sorunca beriki oldukça sakin "Karım¬la konuşmadan hiçbir şeye karar veremem." derdi. Bütünüyle emir kulu durumuna indirgediği karısı iş¬lerinde de en elverişli perdeydi.
Hiçbir ziyarette bulunmaz, evinden başka yerde yemek yemez ne konuk ne de ev sahibi olmak ister¬di. Gelişlerinde gidişlerinde öyle belli belirsiz ve sessizdi ki sanki kas enerjisini de tutumluca kullanma¬ya çalışıyordu. Sahipliğe olan saygısının derinliğinden ötürü başkasına ait bir şeye dokunmamaya, ye¬rinden oynatmamaya özen gösterirdi. Gene de alçak sesine, dikkatli ve içinden pazarlıklı davranışlarına karşın, konuşması ve alışkanlıkları, özellikle evindeyken yani başka yerlerdekinden daha az denetim al-tındayken, tam bir fıçıcı gibiydi.

Yüzünden, tehlikeli bir kurnazlık, hesaplı bir doğruluk, gün be gün, duy¬gularını para biriktirmek ve dünyada kendisine bir şey ifade eden tek varlık olan kızı, tek varisi Eugenie üzerinde yoğunlaştıran bir adamın bencilliği okunuyordu. Hâlinde, davranışında, duruşunda, tavrında, kendisiyle ilgili her şeyde; giriştiği hiçbir işten başarısız çıkmayan birinin kendine güveni vardı. Görünür¬de uysal ve yumuşak konuşan biriydi ama Monsieur Grandet'nin demir gibi bir ruh yapısı vardı.
Her zaman aynı modaya göre giyinirdi. Onu bugün görmek 1791 'de görmek gibiydi. …
10) Monsieur Grandet'nin fiziki özelliklerinin betimlendiği bölümler:

Fizik olarak Grandet, kısaca boylu, tıknaz, dört köşe biriydi, bacakları kalın, dizleri ağaç gövdeleri gi¬bi güçlü, omuzlarıysa genişti. Yuvarlak, güneş yanığı, çiçek bozuğu bir yüzü vardı. Çenesi düz, dudak¬ları kıvrıntısız, dişleri de beyazdı. Gözlerinin durgun, ölü gibi bakışı kabaca kertenkele bakışı denilen tür-dendi. Derin çizgili alnı, yüzden insan doğasını keşfeden bir uzman için hiç de anlamsız sayılmayacak biçimde çıkıntılıydı. Sarımsı saçları artık kırlaşmaktaydı. Monsieur Grandet hakkında şaka yapmanın ne ciddi bir sorun olduğunun farkına varmamış birtakım gençlere göre de bu saçlar altın ve gümüş gibiy¬di. Burnunun ucu kalındı ve üzerinde damarlı bir yumru vardı, her nedense halk arasında bu yumrunun kötülük dolu olduğu söylenirdi.

Hantal pabuç¬larının deri bağları vardı. Yaz-kış kalın yün çoraplar, gümüş tokalı kaba, kestane rengi çuha pantolon, kadife çizgili ve boğazına kadar düğmeli, uzun, bol kestane rengi bir ceket, bir kuaker şapkası giyer ve siyah bir boyun bağı takardı. Eldivenleri bir jandarmanın kullanacağı kadar sağlamdı.
11) Betimlemenin özellikleri:
§ Varlıkların kendilerine özgü ayırıcı niteliklerini, bu niteliklerin duyu organlarımız üzerindeki etki ve izlenimlerini görünür kılmaya, onları sözcükler aracılığıyla resimlendirmeye “betimleme” denir.
§ Betimlemede, görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularına yönelik bir anlatım vardır. Herhangi bir varlığın, nesnenin, olayın veya çevrenin, duyu organlarımız üzerinde bıraktığı izlenimler belirli bir plana göre okura aktarılır.
§ İnsan betimlemesine portre denir.
§ Kişi betimlemesi fiziki özelliklere göre yapılıyorsa buna “fiziki (dışsal) portre”; kişisel özelliklere göre yapılıyorsa buna “ruhsal (içsel) portre” denir.
§ Roman, hikâye, tiyatro, gezi yazısı, şiir gibi türlerde kullanılır.
§ Kelimelerin daha çok yan ve mecaz anlamlarına yer verilebilir.
§ Betimlemeler açıklayıcı ve sanatsal betimleme olmak üzere ikiye ayrılır.

a. Sanatsal Betimleme:
• İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.
• Gözlem gücünden yararlanılır.
• Nitelik ve ayrıntı bildiren kelimeler bol bol kullanılır.
• Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur.
• Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.
• Amaç sanat yapmaktır.
b. Açıklayıcı Betimleme:
• Bilgi vermek amacıyla yazılır.
• Genel ayrıntılar üzerinde durulur.
• Ayrıntılar objektif olarak verilir.
• Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir.
• Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz.
• Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.

SAYFA 92
12. Metinden bu haliyle neler anladığınızı belirtiniz.
13.Metin bu haliyle tekrar okunduğunda daha anlamlı olmaktadır: Taşkent'te sıcak bir öğle sonu millî kızların kucak kucak sunduğu çiçekler arasında ve çiçek demetleri gibi Özbek kıyafetleri içinde uçağa bindik. Hava açık, yolculuk son derece rahat. Üzerinde uçtuğumuz arazi alabildiğine değişik manzaralı. Yer yer sulama kanalları görülüyor. Uçsuz bucaksız tarlalar görülüyor. Renk renk bahçeler görülüyor. Zaman zaman kasabaların ve köylerin üzerinden geçiyoruz. Sonra çöl başlıyor. Kırış kırış çöl. Küme küme kum tepecikleri, kıvrım kıvrım gölgeler meydana getiriyor. Yeşil yeşil ve çizgi çizgi düzlükler altımızdan âdeta geriye kayıyor. Tepecikler, tepeciklerin üstüne binmiş... Renkler, renklerin içine girmiş. Mor, morumtrak; kırmızı, kırmızımtrak renkler. Sarılı yeşilli ve aşı boyası rengi gölgeler. Ne şehir ne köy ne de medeniyete ait en ufak bir belirti var. Saatlerce uçuyoruz ve nihayet Bakü üzerindeyiz.Yol boyu coşkun halk. Kadınlı erkekli, gençli ihtiyarlı, on binlerce insan yollara dökülmüş. Ağlayanlar var, yer yer alkışlayanlar var mahzun mahzun, çekingen çekingen duranlar var.
14. Bu kelimeler, sıfatların özelliklerini göstermektedir. Sıfatlar, isimleri niteler veya onları çeşitli yönlerden (sayı, işaret, soru ve belirsizlik) belirtir.
15. Bu sıfatlardan “on binlerce”, “bir” ve “üzerinde uçtuğumuz” kelimelerinin dışındaki tüm sıfatlar “nasıl” sorusunun karşılığıdır. Bunlar, metne anlam bütünlüğü ve zenginliği kazandırmaktadır.

1.ETKİNLİK
Ø Fahim Bey’in fiziksel özellikleri:
- Temiz giyimli olması
- Esvaplarının, yüzünün kehrüba sarısına yaraşan sarımtırak renklerin birinde olması
- Üstünde daima saz rengi, hardal rengi, bal rengi, kaz sarısı, devetüyu, kavuniçi, kestane, krem, bej, turuncu renklerde veya bun¬ları andıran bir renkte bir esvabının, pelerininin, pardösüsünün yahut paltosunun olması
- Giydiği sarı renkli şeylere akraba olan kehrüba gibi sararmış bir benzinin olması
- Dudaklarını uçlarına kadar kaplayan kesik, sert bıyıklarının zaman ile gayet temiz bir beyaza bürünmüş olması
Fahim Bey’in ruhsal özellikleri:
- Her zaman ciddi olmakla beraber sevimli ve gösterişsiz olması
- Kalbinin iyiliğine şa¬hadet ediyor gibi bir yüzünün olması
- Hep iyiye çekerek anlattığı şeylerde, sesinin hakikatleri örtmek isteyen bir perdeden duyulması
- Yaşlılar, tecrübeleri arttıkça, her şeyin abes olduğunu göre anlaya artık büyük bir laubaliliğe düştükleri ve sözlerinin arasında en açık saçık kelimeleri bile kullanmaktan çekinmedikleri hâlde ihtiyarların bu bozgun hâlinin ona sirayet etmemiş olması
- Muntazam, teşrifatlı, nezaketli olması
- Sözleriyle herkese iltifat ve ati¬ye itimat etmesi
- Memleketin geçirdiği çeşitli günlerinde hep, akıntıya karşı emniyetle kürek çeker gibi vakarlı, mütevekkil olması
- Dudaklarında ve sözlerinde bir sükûn ve şefkat olması
- Yüzünde bir asalet olması

2.ETKİNLİK
Ø Evet. Davranışlardan yola çıkarak bir insanın psikolojik durumunu anlatmak da bir betimleme sayılabilir. Çünkü insanın fiziksel durumu ve davranışları aslında onun ruhi özelliklerinin bir yansımasıdır. Yani iç dışın aynasıdır. Söz konusu psikolojik durumların anlatılması da yine yapılan gözlemler sonucu nitelik bildiren kelimeler, yani sıfatlar sayesinde olacaktır. Bunun sonucunda da ruhi betimleme ortaya çıkacaktır.

SAYFA 93
3.ETKİNLİK
Basit sıfatlar
Samimi, mor, bir, genç, ufak, yeşil, kırmızı, millî, sıcak

Türemiş Sıfatlar
Morumtrak, uçtuğumuz, sarılı, yeşilli, kırmızımtrak, coşkun, mavimsi, değişik

Bileşik Sıfatlar
Aşı boyası rengi, kıvrım kıvrım, renk renk, tıklım tıklım, on binlerce, yeşil yeşil, kadınlı erkekli, çizgi çizgi, uçsuz bucaksız, gençli ihtiyarlı, küme küme, çiçek demetleri gibi, kırış kırış


4.ETKİNLİK
Ø “aç”, “çe¬kingen” ve “ürkek” kelimeleri, ekeylem (ekfiil) alarak cümlede yüklem olmuştur. Yani bu kelimeler, “halk” isminin anlam olarak sıfatlığını kesinlikle sürdürmekte; ancak şekil olarak “halk” ismin önünde olmadığı için alışageldiğimiz bir sıfat olarak değerlendirilmemektedir.
Ø “mavimsi” kelimesinin aldığı “-msi” eki, “küçültme” ekidir. Bu ek, “mavi” sıfatına “-e yakın” anlamı katarak, “mavi” sıfatının anlamında bir küçültme, yani daraltma yapmıştır.
Ø “Mavimtrak”, “kırmızımtrak”

5.ETKİNLİK
SAYFA 94
Ø Öznel benzetmeler, alışılmış ve alışılmamış bağdaştırmalar yoluyla sanatsal betimlemeler yapılmıştır. Yazar, bu betimlemelerle sanat yapmayı, okuyucuya estetik zevk vermeyi amaçlamıştır.
Ø Okuyucuya bilgi vermek.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metin daha sanatsal ve edebîdir. Çünkü metinde sanatsal betimlemeler var.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin daha gerçekçidir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Çünkü metinde açıklayıcı betimlemeler yapılmış, verilen bilgiler ise nesnel gerçeklere dayanmaktadır.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metindeki betimlemeler; soyut, öznel ve sanatsaldır. “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metinde geçen betimlemeler ise somut, nesnel, öğretici, açıklayıcı ve bilimseldir.
Ø “Ege’nin Öfkesi” adlı metin, gerçeği bir fotoğraf gerçekliğiyle vermektedir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metin, daha nesnel ve somut özellik taşımaktadır. Çünkü bu metin öğretici bir metindir.
Ø “Marmara Bölgesi’nin Coğrafi Konumu” adlı metinde yazar kişisel görüş ve düşüncelerine yer vermemiştir.
Ø Sanatsal ve açıklayıcı olmak üzere iki tür betimleme vardır:
Sanatsal Betimleme:
Roman, hikâye, hatıra, gezi yazısı, masal, fabl gibi metinlerde kullanılır.
Gözlem gücünden yararlanılır.
Nitelik ve ayrıntı bildiren kelimeler bol bol kullanılır.
İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.
Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur.
Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.
Amaç sanat yapmaktır.
Ø Açıklayıcı Betimleme:
Makale, deneme, eleştiri, mülakat, fıkra, söyleşi gibi metinlerde kullanılır.
Bilgi vermek amacıyla yazılır.
Genel ayrıntılar üzerinde durulur.
Ayrıntılar objektif olarak verilir.
Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir.
Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz.
Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.

6.ETKİNLİK
Ø Yukarıdaki açıklama ve metin inceleme sorularına verdiğiniz cevaplara göre açıklayıcı ve sanatsal betimlemenin özelliklerini belirleyip bunları verilen kavram haritasına yazınız.
5.etkinliğin son sorusuna verilen cevapta açıklayıcı ve sanatsal betimlemenin özellikleri maddeler halinde verilmiştir.

9.etkinlik
Aşağıdaki paragraflarda betimleme yapılırken hangi duyulardan yararlanıldığını bulunuz. Her duyuyla ilgili cümlenin altını farklı renkte bir kalemle çiziniz. Bulduğunuz cümlelere göre aşağıdaki tabloyu doldurunuz.
* Bayram ziyaretleri sırasında Bağdat Caddesi’nden geçerken Caddebostan civarındaki bir pizzacının vitrininde şu yazıyı gördüm: Free Delivery. Ne demek? Ücretsiz teslim. Birden tepem attı. Be adam dedim, seni doğuran hatun, ninnini İngilizce mi söyledi? Karacaahmet’i geçip Bağlarbaşı’na geliyoruz. Sağda kocaman bir yazı: Academic Hospital. Sözüm ona bir Türk hastanesi! Yabancıların kurduğu Amerikan, Fransız, Alman, İtalyan hastanelerinin adının dahi önce Türkçe sonra kendi dillerinde yazılı olduğu bir ülkede.
v Işıklar çakıyor, hemen ardından, uzaklar gök gürültüleriyle inliyor. Şimşekler yeniden çakıyor, bu kez daha yakından. Yağmur başlıyor, yer gök inliyor. Yankılar çok güçlü, bütün doğa kükrüyor. Geceyle başa çıkabilmek için çare kalmamış gibi. Durmadan şimşekler, gök gürültüleri, sağanak...
*Bir küçük koyun, apartmanların yukarısında otlamakta, ufak bir kır kahvesinin masaları üstünde karıncalar geziniyor. Sinekler kahve fincanının etrafına konuyorlar. Çok uzaklardan bir uçak geçiyor. Kır kahvesinin masalarından birinde oturmuş, kahveci çırağının yarısını dökerek getirdiği orta kahvemi yudumluyorum. Kahvenin asmalarının tırmandığı leylak ağacından yer yer ferahlatıcı, yer yer saçlarımı dağıtan leylak esintileri geliyor, saçlarımı dağıtıyor.
* Sabahtan beri yollar benim arkadaşım. Çocukluğumun yurduna varabilmenin coşkusu sinmiş adımlarıma. Bu yüzden attığım her adım bir sonrakinin habercisi gibi. Ağaç diplerine dökülmüş pür kurularına bastıkça pür örgüsü çıtırdıyor. Çocukluğumun birazı da çıtırtıların içinde... Dağlarda sessiz, yüksek sis bulutları uçuyor hızla. Koyaklar pırıltılı, sular lekesiz, bulutlar anılarımı karıştırıyor.

1. Paragraf :Görme , Duyma
2. Paragraf :Görme, Duyma
3. Paragraf :Görme,Koklama,Tatma,Dokunma
4. Paragraf :Görme,Duyma,Dokunma

SAYFA 96
10.etkinlik
Görme ile ilgili ayrıntılar - VAR

Duyma ile ilgili ayrıntılar - VAR

İşitme ile ilgili ayrıntılar - VAR

Koklama ile ilgili ayrıntılar - YOK

Dokunma ile ilgili ayrıntılar - YOK

Hatırda kalmış olayları hatırlama - VAR

Hatırda kalmış varlıkları hatırlama - VAR

Hayal gücünden yararlanma - VAR


“Vurgun Yiyen Mahir Balıkçı” adlı metinde geçen deyim ve ad aktarmalarını gösteriniz.
CEVAP:
- Işıklarla yıkanan tapınak gölgeleri
- Zarif yelkenliler
- Güneş, ışıklarını hiç esirgemeden
- Yaşlı dünya
- Dünyanın yüzü
- Suyun karnı
- Nil'in merhametsiz koynu

Okuduğunuz ve dinlediğiniz betimleme örneklerinde kullanılan deyim ve ad aktarmalarının özelliklerini sınıfça tespit ediniz.
CEVAP:
Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel):
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine kullanılmasına ad aktarması (mecaz-ı mürsel) denir.
İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır.
“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl.” dizesinde parça-bütün ilgisi kurulmuştur; çünkü dalgalanacak olan bayraktır. Hilalse onun parçasıdır. Bu durumda parça verilmiş; ama bütün kastedilmiştir.
“Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek.” cümlesinde neden - sonuç ilgisi kurulmuştur; çünkü yağmur bereketin nedenidir. Sonuç verilmiş; ama neden kastedilmiştir.
“Ayağını çıkarmadan girebilirsin.” cümlesinde verilen ayak(iç), kastedilen ayakkabı(dış)dır.
“Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor.” cümlesinde verilen Ankara(yer), kastedilen iktidar(yönetim)dır.
“Orhan Veli’yi okur musun?” cümlesinde verilen Orhan Veli, kastedilen onun eserleridir.
Deyim Aktarması (İstiare):
Bir sözcüğün benzetme amacıyla başka bir sözcük yerine kullanılmasına deyim aktarması (istiare) denir. Deyim aktarması dört yolla gerçekleşir:
1. İnsandan Doğaya Aktarma: İnsana ait bir özellik, insan dışındaki bir varlığa aktarılır, yani kişileştirme yapılır.
Örneğin; “Rüzgârın serin eli yüzümü okşadı.” cümlesindeki “el” ve “okşamak” kavramları aslında insana aittir; oysa bu cümlede rüzgâra aktarılmıştır.
“Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor.” cümlesindeki “anlatmak” eylemi aslında insana ait bir özelliktir ve bu cümlede tekerleklere aktarılmıştır.
2. Doğadan İnsana Aktarma: Bir doğa varlığına ait özellik, insana aktarılır.
Örneğin; “Bizim çocuk artık olgunlaştı.” cümlesindeki “olgunlaşmak”, aslında meyvelere ait bir özelliktir; oysa bu cümlede insana aktarılmıştır.
“Ali eskisi gibi değil, duruldu.” cümlesindeki “durulmak”, aslında coşkun akan sulara ait bir özelliktir; oysa bu cümlede insana aktarılmıştır.
3. Doğadan Doğaya Aktarma: Bir doğa varlığına ait özelliğin, insan dışında başka bir doğa varlığına aktarılmasıdır.
Örneğin; “Yüce dağların başında, salkım salkım olan bulut.” dizesindeki “salkım”, aslında üzüme ait bir özellikken bu cümlede buluta aktarılmıştır.
“Minik fare kükredi.” cümlesindeki “kükremek”, aslında aslana ait bir özellikken bu cümlede fareye aktarılmıştır.
4. Duyudan Duyuya Aktarma: Beş duyumuzdan birine ait (görme, işitme, tatma, koklama, dokunma) bir kavramın başka bir duyuya aktarılmasıdır.
Örneğin; “Soğuk bakışları hepimizi ürküttü.” cümlesindeki “soğukluk”, aslında dokunma duyusuna ait bir kavramken bu cümlede görme duyusuna aktarılmıştır.
“Tatlı bir ezgi geliyor uzaklardan.” cümlesindeki “tatlı” sıfatı, aslında tatma duyusuna aitken bu cümlede duyma duyusuna aktarılmıştır.


SAYFA 96
11. etkinlik
Gözlem “iç gözle”' ve “dış gözlem” olmak üzere iki şekilde olur. Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını incelemesi iç gözlemdir. Bizim dışımızdaki varlıklara yönelik gözlemlerimiz ise dış gözlem sayılır.

Aşağıdaki tabloyu "Vurgun Yiyen Mahir Balıkçı" ve "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" metinlerinden hareketle doldurunuz.
CEVAP

İç Gözlem : Züleyha, Nil'in, şafağın görülebileceği bu en derin noktasında biraz dinlenmek, güneşi karşılamak istedi.
Züleyha'nın içi acıdı ve içinden, mahir dalgıçlar da vurgun yer demek ki diye geçirdi.
Evimizin bütün ruhu, kederleri ve neşesi orada görünür, her günün hâdiseleri tavana, duvarlara, döşemeye bir leke, bir çizgi, bir buruşuk ve bazen de ancak bizim görebileceğimiz gizli bir işaret ilave eder.
Bu sofa canlıdır; bizimle beraber kımıldar, değişir, bizimle beraber dağılır, toplanır, bizimle beraber uyur uyanır; bu sofa aramızda sanki üçüncü bir simadır ve güldüğü, ağladığı bile olur.
Her zamanki âdetimle alt kat sofada epeyce durarak hareketsiz etrafıma bakındım.

Dış Gözlem : Sabaha karşı, incecik bir mekiğe benzeyen kayığıyla Nil'in üzerinde gezintiye çıkmıştı.Bir yere geldiler ki Züleyha kayıkçıya durmasını işaret ettiYan tarafta hafif ve sağlam bir tekne vardıBalıkçılardan en genç ve tecrübesiz olanı, teknenin kenarına yaklaştı ve Züleyha'ya baktı.Ağzından, burnundan ve kulaklarından kanlar boşanmaktaydı.Eşiklerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz ço­cukların. ellerinde ekmek kabuğuyla ve çerden çöpten yapıl­mış oyuncaklarla, ağır ağır. düşünerek ve gülmeden oynadıkları bu evlerin arasında kendi evimi ararım.Bu sofa dört köşedir: Ortada sokak kapısı, iki yanında birer pencere. Pencerenin yanında bir ot minderi. Minderin yanında yemek masası. Masanın yanında iki sandalye.


SAYFA 98
10. etkinlik
Metindeki sıfatları bulunuz.
CEVAP:
Bazı, bir, paslanmaya yüz tutmuş, uzun, eski, güzel, çirkin, neşeli, üzgün, bu, yarı aydınlık, tozlu, her, gülümseyen, uzak, birkaç, her, ayrı, gelen, böyle, sandık sandık, o, heyecan verici, yolunu şaşırmış, muzdarip, loş, tozlu, buruk, kaybolan.

Bulduğunuz sıfatlardan hangileri isimleri; işaret, sayı, belgisizlik veya soru yoluyla belirtmiştir? Belirtme sıfatlarını sınıflandırınız.
CEVAP:
İşaret sıfatı: bu, böyle, o
Sayı sıfatı: …
Belgisiz sıfat: bazı, bir, her, birkaç, her
Soru sıfatı: …

Bu çalışmadan hareketle niteleme sıfatlarıyla belirtme sıfatlarının farkını belirtiniz.
CEVAP:
Niteleme sıfatları, isimleri nitelik yönden belirtir; yani isimlerin rengini, durumunu, biçimini, kısaca nasıllığını gösterir. Belirtme sıfatları ise, isimleri işaret, sayı, belgisizlik veya soru yoluyla belirtir.

13. etkinlik
Şiirden varlıkların rengini, durumunu ve biçimini gösteren kelimeleri bulunuz.
CEVAP:
“Yorgun, beyaz, ölgün, titrek, hırçın, yabancı, bekleyen, kimsesiz, katı, solgun, açılan.”

Bu kelimeler hangi sorunun cevabı olabilir? Niçin?
CEVAP:
Bu kelimeler, niteledikleri isimlere sorulan “nasıl?” sorusunun cevabıdır. Çünkü bu kelimeler; isimlerin rengini, durumunu ve biçimini göstermektedir.

SAYFA 99
14. etkinlik
Metindeki sıfatları yapılarına göre sınıflandırınız.
Basit : O, bir, çirkin, bu, başka, sakar, her, fukara, kuru, viran, ilk
Türemiş : Tahtadan, çinkodan, kurma, dolu, çehresindeki, büyük, olan, akan, ıssız, gelen, yüksek
Birleşik : Çalpara, can sıkıcı, her çeşit, her cins, ferman dinlemez, sırma cepkenli, altı aşınmış, bir çift, yenleri kısalmış, bir tek, dizleri çıkık, oyuna sarf edecek, bir dilim, Arnavut kaldırımlı, boz renkli


SAYFA 100
18. etkinlik
Aşağıdaki tabloyu inceleyin, boşluklara açıklama ve örneklere uygun cümleler yazınız.


CEVAP:



19. etkinlik


20. etkinlik
Metinde geçen "yeni" kelimesinin aldığı ekin kelimeye nasıl bir anlam kattığını belirtiniz.
CEVAP: Pekiştirme anlamı katmıştır.

Bu ekle küçültme eklerini kelimeye kattığı anlam bakımından karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
CEVAP:
Pekiştirme ekleri (-m, -p, -r, -s), kelimeye “pek, çok, fazla, aşırı” gibi anlamlar katar; küçültme ekleri (-msi, -mtrak, -cik, -ce, -cek) ise, kelimenin anlamında “kısma, daraltma ve küçültme” yaparak, kelimeye “-e yakın” anlamı katar.
21. etkinlik
Tabloyu iki şiirden seçeceğiniz örneklerle doldurunuz.
Küçültme Sıfatları Pekiştirme Sıfatları
Katrecik, incecik, acımsı Yemyeşil, kıpkızıl, sırılsıklam, paramparça, permeperişan


Ölçme ve Değerlendirme
A. Betimleyici anlatım ile ilgili aşağıdaki özellikleri doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( D) Gözlem yoluyla edineceğimiz birikimler ana düşünceyi geliştirecek canlı, etkili, öznel bilgilerdir.
(D) Gözlemlerle beslenmemiş bir anlatım, ana düşünceyi yansıtamaz. Bu nedenle gözlem, bilgi toplama ve ana düşünceyi geliştirme yollarının kaçınılmaz bir boyutudur. Ancak gözlem “bakma” değil “inceleme”dir. Gözlem yapacak bir kişi, konuya ilişkin ön bilgiye sahip olmalıdır.
(D) İyi bir gözlemle desteklenmiş yazı ürünleri yazarını okuyucu ile buluşturmada önemli bir rol oynar. Bu nedenle şairler, hikayeciler, roman ve oyun yazarları gözleme büyük değer verirler.
(D) Öykü, roman, tiyatro gibi olay ağırlıklı türlerle makale, fıkra gibi düşünce ağırlıklı türlerde gözlemden yararlanılır.
(D) Başarılı bir betimlemede sadece göz değil beş duyunun hepsi kullanılır. Objenin tadı, rengi, kokusu ve uyandırdığı ruh hâli verilir.
(D) Betimleme bilgilendirme amaçlı da kullanılır. Bu gibi betimlemelerde kesinlik vardır ve kişisel görüşlere çok başvurulmaz.
(Y) Heyecan uyandırmayı amaçlayan edebî tasvirlerde nesnel bir tavır benimsenir.
(D) Görünen her şeyin nakledilmesi, okura verilmesi gereksizdir. Bu yüzden genel fikir vermek için seçici davranmalı. Bir korku duygusu verilmek isteniyorsa daha çok kötü duygular anımsatan nesneler ve objelere dikkat çekilmelidir.
(D) Yazar dış dünyadan duyu organlarıyla edindiği intibaları kendi evreninde canlandırır ve dil vasıtasıyla okura sunar. Okuyucu görmediği bu evrenin içine girer ve onunla özdeşleşir, bu evrenin kendine özgü gerçekliğine katılır.
(D) Betimleme gözleme dayanır. Tek başına bir yazı türü değildir. Diğer türlerle birlikte başka anlatım metotlarıyla, daha çok hikâye ile birlikte kullanır.
(D) Gözlem sırasında ayrıntılar belirlenmeli, gerekli notlar alınmalı ve düşünce ile bağ kurularak değerlendirme yapılmalıdır.
(D) Bir futbol maçının gençler üzerindeki etkisine ilişkin yazı hazırlamak isteyen kişi, evinde televizyon seyrederek gözlem yaparsa inandırıcı olamaz. Böyle bir yazı yazılmadan önce birkaç futbol maçına gitmek ve olayları gözlemleyerek notlar almak gerekir.
(D) Gözlem "iç gözlem", "dış gözlem" olmak üzere iki şekilde olur. Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını incelemesi iç gözlemdir. Bizim dışımızdaki varlıklara yönelik gözlemlerimiz ise dış gözlem sayılır.

B. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
v Sıfatlar neden isimlerle birlikte kullanılmaktadır? Örnekler vererek açıklayınız.
CEVAP:
Sıfatlar isimlerden önce gelerek onları renk, durum, hareket, biçim, sayı, işaret ve soru yönlerinden tamamlar; onları niteler veya belirtir. Örneğin; aşağıdaki parçada altı çizili sözcükler, önlerindeki adları nitelemiş ya da belirtmiştir:
“O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, mini mini yavru ağlıyor... Yanaklarından gözyaşları birbiri arkasına, temiz vagon pencerelerindeki yağmur damlaları nasıl acele acele, sarsıla çarpışa dökülürse öyle, bağrının sarsıntılarıyla yerlerinden oynayarak, vuruşarak içlerinde güneşli mavi gök, pırıl pırıl akıyor.”

v İşaret zamirleriyle işaret sıfatlarını birbirinden nasıl ayırabiliriz? Örnekler veriniz.
CEVAP:
İşaret zamirleri işaret edilen ismin yerine geçerken, işaret sıfatları ismin yerini işaret eder ve isimle beraber kullanılır. Ayrıca işaret sıfatları hiçbir zaman çekim eki almaz:
Bu köy, yıllar önce bir yangın geçirdi.(İşaret sıfatı)
Burası yıllar önce bir yangın geçirdi. (İşaret zamiri)
Çocuklar o ağacı sulamışlar. (İşaret sıfatı)
Çocuklar onu sulamışlar. (İşaret zamiri)
O öyküyü bir solukta okumuştum.(İşaret sıfatı)
O, beğenerek izlediğim bir filmdi: (İşaret zamiri)
C. Aşağıdaki boş bırakılan yerlere uygun sıfatları yazınız.
Kedi zarif ve temiz bir hayvandır. Yalnız irilerini, kabarık tüylülerini demek istemiyorum, en çelimsizinde, sakatında bile bir zariflik vardır. Hele temizlenmesine bayılırım. Hani ön ayaklarından birini şöyle yana sarkıtıp da göğsünü yalaması vardır, baktıkça içim açılır.
Bundan daha orijinal bir şey biliyor musunuz?

D. Aşağıdaki soru sıfatlarını cevaplayıp bu sözcüklerin hangi sıfat türünden olduğunu yazınız.
Hangi kediyi beğendiniz?
- Şu kediyi beğendim. (işaret sıfatı)
Sizin evinizin kaç odası var?
- Bizim evimizin dört odası var. (asıl sayı sıfatı)
Nasıl kitaplardan hoşlanırsınız?
- Sürükleyici kitaplardan hoşlanıyorum. (niteleme sıfatı)
Neredeki okula gidiyormuş?
- Şehrin girişindeki okula gidiyormuş. (işaret sıfatı)
Kardeşin kaçıncı sınıfa gidiyor?
- Kardeşim 5. sınıfa gidiyor. (sıra sayı sıfatı)
Dolaptan kaçar dilim pasta aldınız?
- Dolaptan ikişer dilim pasta aldık. (üleştirme sayı sıfatı)
Ne biçim bir adam bu?
- Saygısız bir adam bu. (niteleme sıfatı)

E. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun sıfatlarla doldurunuz.
Seni akşam eski arkadaşın aradı.
Ertesi gün bütün bunlar başıma geldi.
Yaşlı adamın öldüğü her hâlinden belli oluyordu.
Yanımızdan hızla geçen araba ileride kaza yapmış.
Bir dilim ekmek alıp yemeye başladı.
O çocuğu bir yerden tanıyorum.


F. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi bir gözlemde algılarımızın dışında kullanacağımız unsurlardan değildir?
A) Hatırda kalmış olayları ifade etmek
B) Hatırda kalmış varlıkları hatırlamak
C) Hayale dayanmak
D) Gördüklerimizin arkasındakini sezmeye çalışmak
E) Duyu organlarımızla elde ettiğimiz bilgilerle anlatımı desteklemek

2. (I) İşte, yine bir kuyu başı göründü. (II) Kafile duruyor, uykuyu çoktan unutmuş herkes. (III) Sadece yarım saatçik dinlenmek istiyorlar. (IV) Hemen oracığa eriyip su kesilmiş kurşun gibi yayılıyorlar. (V) Az sonra vadinin arkasından bir başka muhacir kafilesi görünüyor.
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. (I) Öyküleme tekniğinde yazarın amacı, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmak; betimlemede ise okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri okuyucunun kafasında canlandırmaktır. (II) Öykülemede yazar özellikle görme duyusundan yararlanarak okuyucunun hayalinde sözcüklerle âdeta resim yapar; betimlemede ise olay akışı vardır. (III) Betimlemede olaylar birbiri üzerine gelişir ve zaman durmadan geçer. (IV) Öykülemede genellikle haber kipleriyle çekimlenmiş fiiller kullanılır. (V) Öyküleme tekniğinin en önemli iki özelliği; zaman akışı ve bir romandan alınmış izlenimi vermesidir.
Aşağıdakilerden hangisi ruh çözümlemesi olan betimlemenin adıdır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) III. ve V.

4. Ünlü sanayici son yolculuğuna, yaptırdığı o büyük camiden sessizce uğurlandı.
I II III IV V
Numaralanmış sözcüklerden hangisinin türü diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

5. Aşağıdakilerden hangisi betimlemenin işlevlerinden değildir?
A) Bilgi vermek, tanıtmak
B) Sanat ve simgesel işleve sahip olmak
C) Gerçeği sadece gözlem yoluyla aktarmak
D) Yaşanmış olayların sahnesini tanıtmak
E) Olayların sahne ve aksesuarını tanıtmak

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) Yalan yanlış şarkılar söylerdin en fazla.
B) Dur, geçme! Dediğimiz en güzel anda gittin.
C) Çiçeği burnunda bir patron olmuşsun.
D) Her akşamki yoluma koyulmuş, gidiyorum.
E) Çekip giderken yine seni düşünüyorum.


7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?
A) Hangi insan yapabilir böyle bir saygısızlığı tabiata, tüm canlılara?
B) Ne bileyim, nasıl anlatayım size küçücük bir kuşun kanat çırpmasındaki heyecanı?
C) Herkes benim gibi ağlar mı bulutların çekip gitmesine?
D) Nereden geldi bu yalnızlık hissi yine bana. Yemen'den mi Hint'ten mi?
E) Ne zaman çöller yeşillenir, bilen duyan var mı dünyada?

8. Hangi gazeteye baksam her sayfası reklam... Bunların hatalarını gizlemek için bol bol resim koymalarından bıktım. Bu kötü gazetelerin fiyatı ta nerelere yükseldi.
Bu parçada aşağıdaki sıfat türlerinden hangisi yoktur?
A) Soru sıfatı B) Niteleme sıfatı C) Sayı sıfatı
D) Belgisiz sıfat E) İşaret sıfatı

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat kullanılmamıştır?
A) Açıkgöz insanları yönetici yaparlarmış.
B) Kar yağınca ortalık birden bembeyaz oldu.
C) Bir çorak yer oldum, başaksızım ben.
D) Benim de birkaç dakikalık saltanatım olacak.
E) Hüzünlü gönlüm mutlulukla dolacak.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Eğri büğrü yollardan geçerek geldik bu kasabaya.
B) Bahçesinde kırmızı kırmızı güller yeni açmış gibiydi.
C) Çocuk mini mini elleriyle yazı yazıyordu.
D) Adam ne yapacağını uzun uzun düşündü.
E) Çocukluğunda bile kısa kısa hikâyeler yazardı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem belirtme hem niteleme sıfatı kullanılmıştır?
A) Ben bir garip diyara geldim.
B) Kimse bu hâlimi bilmez benim.
C) Güzel, temiz dilim var benim.
D) Bu dilimi şu insanlar bilmez benim.
E) Deli gönlüm asla uslanmaz benim.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?
A) Aç katık istemez, uyku yastık istemezmiş.
B) Çınar ağacının koyu gölgesinde oturuyordu.
C) Bu hafta sonu onlar balık tutmaya gidiyor.
D) Ağaçların sarı yaprakları artık dökülüyor.
E) Anlatılan hikâyeleri herkes zevkle dinliyordu.
Read More...
 
Copyright (c) 2010 aygunhoca
Sponsored by : Çalışma Kitabı