Dil Anlatım Tüm Kitap Cevapları

Posted on
  • 27 Şubat 2012 Pazartesi
  • by
  • çalışma kitabı cevapları
  • in
  • Etiketler:

  • II. ÜNİTE
    DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ


    1. DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI
    1. ……. akraba diller……
    …….Hint Avrupa…….

    2. Doğru
    Yanlış
    Yanlış
    Yanlış

    3. Doğru yanıt: D
    4. Doğru yanıt: C
    5. Doğru yanıt: B
    6. Doğru yanıt: E
    7. Doğru yanıt: A



    2. TÜRK DİLİNİN TARİHİ GELİŞİMİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ

    1. ……..Eski Türkçe (Orhun Abideleri)……….

    2. Doğru
    Doğru
    Doğru
    Doğru

    3. Doğru yanıt: E

    4. Türkçenin ilk yazılı metinler Orhun Abideleri(Göktürk Yazıtları)’dır.

    5. Kuzey-Doğu Türkçesi, Kuzey (Kıpçak) Türkçesi ve Doğu (Çağatay) Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılır. Kuzey-Doğu Türkçesi’nin çağdaş dönemleri ise Kazak, Kırgız, Özbek, Uygur ve Tatar Türkçesi’dir.

    3. ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİRME
    1. Doğru yanıt: B
    2. Doğru yanıt: C
    3. Doğru yanıt: A
    4. Doğru yanıt: E
    5. Doğru yanıt: A
    6. Doğru yanıt: D
    7. Doğru yanıt: B
    8. Doğru yanıt: D
    9. Doğru yanıt: A



    I. ÜNİTE
    İLETİŞİM DİL VE KÜLTÜR

    1. İLETİŞİM
    1. Metindeki iletişim öğeleri şunlardır:
    Gönderici: Baba
    İleti: İnsanların kalbini kırmamalıyız. Kalp kırmak iyi değildir.
    Alıcı: Oğul
    Dönüt:Kırılan kalbi düzeltmek mümkün değildir.

    2. …….sözcük ……………
    …….göstergebilim……..
    3. yanlış
    yanlış
    4. Doğru yanıt: A
    5. Doğru yanıt: B
    6. Doğru yanıt: D
    7. Doğru yanıt: B
    8. Doğru yanıt: A

    2. İNSAN, İLETİŞİM VE DİL
    1. Doğru
    Doğru
    2. Doğru yanıt: E
    3.
    Dilin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi
    Hayatımızın hemen hemen her aşamasını‚ yani günümüzün büyük bir bölümünü konuşarak geçiririz.İnsan düşünen bir varlıktır‚ bunu hepimiz mutlak biliriz. Peki nasıl düşünürüz?… Elbette düşünürken de dilimizi kullanırız. Herkes diliyle düşünür‚ diliyle iletişim kurar‚ diliyle dua eder… Bunlar gibi daha bir çok örnek verebiliriz. İnsanın hayatında konuşmanın ve dolayısıyla dilin önemi çok büyüktür.Dilin önemini günümüzden aşağı yukarı 2500 yıl önce yaşamış büyük bir Çin filozofu olan Konfüşyüs şu meşhur konuşmada ne güzel ifade eder:

    Künfüçyüs’e sordular:

    “Bir memleketi idare etmeye çağrılsaydınız‚ yapacağınız ilk iş ne olurdu?”

    Büyük filozof şöyle cevap verdi:

    “Hiç şüphesiz dili gözden geçirmekle işe başlardım.”

    Ve dinleyenlerin hayret dolu bakışları arasında devam etti:

    “Dil kusurlu olursa‚ kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa‚ yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Vazifeler gereği gibi yapılmazsa‚ töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa‚ adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa‚ şaşkınlık içine düşen halk‚ ne yapacağını‚ işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki‚ hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

    Dil‚ geçmişle gelecek‚ halkla kültürü arasındaki bir köprüdür. Şayet bu köprü yıkılacak olursa‚ o halk yok olmaya‚ erimeye‚ kendini kaybetmeye‚ yeryüzünden silinmeye mahkûmdur. Ve zannımca hiçbir halk esir olarak‚ kültürünü ve millî benliğini kaybetmiş olarak yaşamak istemez.

    3. DİL-KÜLTÜR İLİŞKİSİ
    1. …..dil………..
    …..yazı dili……
    2. Doğru
    Yanlış
    3. Doğru yanıt: D
    4. Doğru yanıt: E
    5. Doğru yanıt: C
    6. Doğru yanıt: E

    4. ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİRME

    1. Doğru yanıt: A
    2. Doğru yanıt: A
    3. Doğru yanıt: B
    4. Doğru yanıt: E
    5. Doğru yanıt: C
    6. Doğru yanıt: D
    7. Doğru yanıt: C
    8. Doğru yanıt: C

    III. ÜNİTE

    SES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI, NOKTALAMA

    1. TELAFFUZ (SÖYLEYİŞ)
    1. ……..tonlama……..
    ……..durak……….

    2. Doğru
    Yanlış

    3. Vurguyu taşıyan heceler aşağıdaki tablodadır.

    Kelimeler Vurguyu Taşıyan Hece
    sevgi -gi
    yokmuş yok-
    İzmir İz-
    Kütahya -tah-
    Uşak -şak
    Makedonya -don-
    Babaeski -ba-
    Anadolu -lu
    şimdi Şim-
    açıkgöz -çü
    aslanağzı -lan
    gözlükçü -çık-
    incelmiş -miş
    bakkal -kal
    kelebek -bek
    vatandaş -daş
    gerçekten -çek-
    kapatıyordu -yor-


    2. TÜRKÇE’NİN SESLERİ VE ÖZELLİKLERİ

    1. ……’’b,c,d,g,ğ’’……… ünsüz yumuşaması…….
    ……’’ç,t,k’’…………ünsüz benzeşmesi………
    …….ünlü düşmesi………hece düşmesi……..
    …….ünlü türemesi………ünsüz tğremesi………

    2. Doğru
    Doğru
    Doğru
    Doğru
    Doğru

    3. Doğru yanıt: B
    4. Doğru yanıt: C
    5. Doğru yanıt: C
    6. Doğru yanıt: A

    7. ÜNSÜZ YUMUŞAMASI: Sözcük sonlarındaki sürekli sert ünsüzler 'p ç t k', iki ünlü arasında yumuşar: ç – c, t – d, p – b, k – gğ olur.
    ç – c ağaç – ağaca
    t – d kâğıt – kâğıda
    p – b dolap – dolabı
    k – gğ tabak – tabağa
    Tek heceli sözcüklerin çoğu bu kurala uymaz:
    iç, yap, küp, kat...
    Süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcüklerin bir bölümü çekimlenirken değişmemelerine karşın, türettikleri eylemler de değişir:
    aç / aça ––– acıkmak
    değişmez değişir
    ak / akı ––– ağarmak
    değişmez değişir
    – Eylem tabanlarındaki süreksiz sert ünsüzlerin birçoğu yumuşamaz:
    bak – ınca, ak – ıntı, okut – ulmuş...
    – Yabancı sözcüklerin bir bölümü bu kurala uymaz:
    cennet, kısmet, isabet .....
    – Sözcükte ses bozulur, anlam değişirse yumuşama olmaz:
    aşk / aşğı, aşğa
    at / ada, adı
    – 'k' genelde yumuşayınca 'ğ' olmasına karşın, 'n' den sonra gelenler 'g' olur:
    renk / rengi, denk / dengi, kepenk / kepenge ...
    – Özel adların yazımında yumuşama gösterilmez:
    Turgut'u, Karabük'e, İzmit'i

    8. İnceleme sonuçları:

    KELİMELER KALINLIK-İNCELİK (BÜYÜK ÜNLÜ) UYUMU DÜZLÜK YUVARLAKLIK (KÜÇÜK ÜNLÜ) UYUMU
    kolayca uyar uyar
    uçurtma uyar uyar
    begonya uymaz uymaz
    yağmur uyar uymaz
    büro uymaz uymaz
    limon uymaz uymaz
    öğleyin uyar uyar
    istasyon uymaz uymaz
    okuyor uyar uymaz
    koşarken uymaz uyar


    3. YAZIM (İMLA) KURALLARI

    1. …..bitişik…….
    …..bitişik…….


    2. Doğru
    Yanlış
    Yanlış

    3. Doğru yanıt: D
    4. Doğru yanıt: E
    5. Doğru yanıt: D
    6. Doğru yanıt: B
    7. Doğru yanıt: E

    8. Kelimelerdeki yazım yanlışları şunlardır:
    Burununa: Hece düşmesi (burnuna)
    Kazakca: ünsüz benzeşmesi (Kazakça)
    terketmek: ayrı yazılmalı (terk etmek)
    red etmek: bitişik yazılır d sesi ikizleşir (reddetmek)
    anlıyacak: -a- sesi daralmaz (anlayacak)
    büyükcek: ünsüz düşmesi (büyücek)
    Karabüğe: Özel isimlerde ünsüz yumuşaması olmaz. ‘’e’’ ayrı yazılır. (Karabük’e)
    23’de: ünsüz benzeşmesi (23’te)

    9. Türkçede üç çeşit ‘’ki’’ vardır. Bunlar:



    Bağlaç olan“ki”
    Sıfat yapan “–ki”
    Zamir olan(ilgi zamiri) “–ki”
    Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır. Sıfat yapan “–ki” ve zamir olan “-ki” eklendiği sözcüğe bitişik yazılır.
    Dilimizdeki bu üç farklı “-ki”yi birbiriyle karıştırmamak için şu pratik yöntemleri uygulayın.
    *Cümle içerisinde –ki’den sonra –ler çokluk ekini getirebiliyorsanız o –ki zamir olan –ki’dir.
    Ayrıca zamir olan –ki’nin bir ismin yerini tuttuğunu ve genellikle zamirlerin üzerine geldiğini de unutmayın.
    ---Arabam bozuldu, seninki(ler)ni kullanabilir miyim?
    ---Onunki(ler) seninki(ler)den daha iyi olmuş.
    Görüldüğü gibi cümle içerisinde –ki zamirinden sonra –ler ekini getirdiğimizde cümlenin yapısında herhangi bir bozukluk meydana gelmiyor. Öyleyse bu –ki’ler ilgi zamiridir.

    *Sıfat yapan –ki de sıfat tamlaması kurar. Sıfat yapan –ki her zaman bitişik yazılır. Pratik olarak önündeki isme “hangi” sorusunu yönelterek bulur ve diğer –ki’lerden ayırt ederiz.
    ---Sokaktaki çocuklara sahip çıkmamız gerekiyor.(Hangi çocuklar?)
    ---Sınıftaki öğrenciler dışarı çıksın.(Hangi öğrenciler?)
    Görüldüğü gibi sıfat yapan –ki’yi alan sözcüğün hemen önündeki isme hangi sorusunu yöneltebiliyoruz. Öyleyse bu –ki sıfat yapan –ki’dir ve eklendiği sıfata daima bitişik yazılır.

    *Bağlaç olan “ki” ise daima ayrı yazılır. Diğer “ki” ekleriyle karıştırmamak için cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozukluk olmuyorsa o “ki” bağlaç olan “ki”dir. Ayrıca bağlaç olan ki’nin daha vurgulu söylendiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.
    *Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.(Duydum unutmuşsun gözlerimin rengini)
    *Sen ki dünyalara değersin.(Sen dünyalara değersin.)
    *Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı.(Şimdi anlıyorum o yaptıklarım bir hataydı)
    Görüldüğü gibi bağlaç olan –ki cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, öyleyse bu –ki’ler bağlaçtır ve daima ayrı yazılır.

    NOT:
    Mademki, halbuki, oysaki, çünkü, sanki… sözcüklerindeki ‘ki’ ler bağlaç olmasına rağmen kalıplaştığı için bitişik yazılır.


    4. NOKTALAMA İŞARETLERİ
    1. ………..üç nokta…………
    ……….iki nokta…………
    ………..soru işareti………
    ............tırnak…………….
    ……….yay ayraç………..

    2. Doğru
    Doğru
    Yanlış
    Doğru

    3. Doğru yanıt:A
    4. Doğru yanıt: E
    5. Doğru yanıt: B
    6. Doğru yanıt: A
    7. Doğru yanıt: D
    8. Doğru yanıt: D
    9. Doğru yanıt: B


    10. Verilen maddeler ‘virgül’ün kullanımıyla ilgilidir:
    a. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:
    Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.

    b. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Bir varmış, bir yokmuş.
    Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

    c. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur:
    Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz.
    (Mustafa Kemal Atatürk)
    çCümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:
    Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.
    (Mustafa Kemal Atatürk)
    d. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra konur: Datça'ya yarın gideceğim, dedi.
    Şehirde ilk önce hükûmet doktoruyla karşılaştım.
    – Bugünlerde başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi.
    (Reşat Nuri Güntekin)
    e. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.
    Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.
    (Yahya Kemal Beyatlı)
    f. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
    Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir.
    (Mustafa Kemal Atatürk)
    Sayın Başkan,
    Sevgili Kardeşim,
    Değerli Arkadaşım,
    g. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
    Akşam, yine akşam, yine akşam,
    Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)
    Kopar sonbahar tellerinden
    Derinden, derinden, derinden
    Biten yazla başlar keder musikisi (Yahya Kemal Beyatlı)



    11. …………………noktalı virgül………

    12. Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir. Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakü.
    Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.


    5. ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİRME
    1. Doğru yanıt: A
    2. Doğru yanıt: C
    3. Doğru yanıt: A
    4. Doğru yanıt: D
    5. Doğru yanıt: E
    6. Doğru yanıt: B
    7. Doğru yanıt: B
    8. Doğru yanıt: C
    9. Doğru yanıt: C
    10. Doğru yanıt: E
    11. Doğru yanıt: D
    12. Doğru yanıt: A
    13. Doğru yanıt: B
    14. Doğru yanıt: C


    IV. ÜNİTE KELİME (SÖZCÜK) BİLGİSİ
    1. KELİMEDE YAPI

    1. Yanlış
    Doğru
    Doğru

    2. Doğru yanıt: C
    3. Doğru yanıt: B
    4. Doğru yanıt: B

    5. Kitab-ı ver: Adın belirtme hali
    Kitab-ı kaybolmuş: 3. tekil şahıs iyelik eki
    Gez-i güzeldi: Fiilden ad yapan ek.
    Okul-a gitti: Adın yönelme hal eki.
    Saat üçe beş kal-a geldi: Fiilden ad yapan ek.
    Eli kan-a-dı: Addan fiil yapan ek.

    6. Karşı: Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi:
    "Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor."- H. E. Adıvar.
    Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı:
    "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."- R. H. Karay.
    Ön, kat, huzur:
    "İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar."- Y. Z. Ortaç.
    sıfat Bulunan yere göre önde, ileride olan:
    "Karşı evin kızları. Karşı mahalle."-
    sıfat Karşıt, zıt, muhalif:
    "Karşı parti. Karşı takım."- .
    zarf Yüzünü bir şeye doğru çevirerek:
    "Bahçeye karşı oturmak."- .
    zarf Karşılık olarak, mukabil:
    "Bir ölüm haberine karşı ben, içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum."- A. Ş. Hisar.
    zarf İçin, hakkında:
    "Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı?"- S. F. Abasıyanık.
    zarf -e doğru:
    "Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım."- S. F. Abasıyanık.
    Karşıla: Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek:
    "Belgrat, Türkiye Cumhuriyeti başvekilini karşılamaya hazırlamıştır."- F. R. Atay.
    Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek:
    "Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi."- N. Cumalı.
    Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak:
    "Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz."- B. Felek.
    Önlemek, durdurmak:
    "Bu ilaç sıtmayı karşılar."-
    spor ***sta karşı oyuncunun yumruklarını savmak.
    Karşılaşmak: Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak:
    "Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir."- Ç. Altan.
    (nsz), spor İki sporcu veya iki takım yarışmak.
    Karşılaştırmak: Karşılaştırma işini yaptırmak.
    Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek.
    Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak.

    7. ‘’-lık’’ eki kelimelere şu anlamları katmıştır:
    Kitaplık: kitap konulan yer
    Doğruluk: Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet:
    Kulaklık: Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf, teknik Radyo, telefon, telsiz vb.nde kulak ile verici arasında ses bağlantısı kurmaya yarayan araç, Ağır işitenlerin daha iyi işitebilmek için kulaklarına taktıkları pilli araç.
    Gençlik: Genç olma durumu, İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi, Genç insanların bütünü.
    Dişçilik: Diş hekimliği.
    Öğrencilik: Öğrenci olma durumu, talebelik
    Yazlık: Yazın oturulan yer, Yazın kullanılan (giyecek, ev vb.).

    8. Kiloca: (kilo bakımından karşılaştırma.)
    Yürekler: (acıklı durum)
    Çocukça: (çocuk gibi)
    Yaza: (yaz mevsimi gelince)
    Ali’ler: (adı Ali olanlar)
    Kapıda: (Kapının önü)
    Ayakta: (ayağa kalkmış, oturmamış)
    Birden: (aniden, çabucak)
    Senden: (Üstünlük bakımından karşılaştırma)
    Bence: (bana göre)
    Sıkıntıdan: (dolayı)
    Kâğıttan: (kâğıttan yapılmış)
    Okulda: (okulun içinde)
    İşe: (yönelme)


    2. KELİMEDE ANLAM
    a) KELİMEDE ANLAM VE KAVRAM

    1. …………….somut……………
    …………….soyut……………

    2. Doğru
    Yanlış

    3. Doğru yanıt: C
    4. Doğru yanıt: D

    b) ANLAMLARI BAKIMINDAN KELİMELERİN GRUPLANDIRILMASI
    I. Anlam Çeşitleri

    1. …………mecaz-ı mürsel……….
    ………… intak ……….
    ………… gerçek anlam ……….
    ………… istiare ……….

    2. Doğru
    Doğru
    Doğru

    3. Doğru yanıt: E
    4. Doğru yanıt: A
    5. Doğru yanıt: D
    6. Doğru yanıt: A
    7. Doğru yanıt: C
    8. Doğru yanıt: D
    9. Doğru yanıt: D
    10. Doğru yanıt: C

    II. Anlam İlişkilerine göre Kelimeler

    1. Yanlış
    Doğru
    2.

    Sözcükler Eş Anlamlı Zıt Anlamlı Eş Sesli
    okul Mektebe gitmiş. - -
    kaygı Beni tasalandırma. - -
    beyaz Akları giymişsin. Siyah saçlarına aşığım.
    çalışkan Çok tembelsin.
    uzun Senin boyun hep kısaydı.
    yüz Suratında meymenet yok. Derede yüz.
    Yüz kere saydım.
    kazan Kazan doğurmuş.
    Çalıştım ve kazandım.
    al Al al dudakları var. Tebeşiri eline al.

    3.

    Kelimeler Eş Anlamlısı Eş Anlamlı Kelimelerin Aynı Cümlede Kullanılması
    yaşlı ihtiyar Yaşlı ihtiyarlardan hoşlanmam.
    gelecek istikbal Geleceğimde iyi bir istikbal istiyorum.
    hayat yaşam, ömür Ömrü hayatımda böyle şey görmedim.
    tekrarla- yinele- O kötü hareketi tekrar tekrar yineledi.
    yenilgi mağlubiyet Fenerbahçe’ye hem yenildik hem de mağlup olduk.
    duy- işit Seni ne işiteceğim ne de duyacağım.
    Öykü hikâye Yazdığın hikâye ve öyküleri okudum.
    eser yapıt Bu yapıtlar eser değerindedir.
    sene yıl Her yıl sene gibi geçti.
    akran yaşıt Yaşıt ve akranlarıyla anlaşamadı.
    şen neşeli Çok neşeli ve şen bir insandı.
    olasılık ihtimal Bizi yenmesi için bırakın olasılığı ihtimal bile yok.
    Eş anlamlı kelimelerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
    Yukarıda cümlelerin hepsinde anlatım bozukluğu vardır.

    0 yorum:

    Yorum Gönder

     
    Copyright (c) 2010 aygunhoca
    Sponsored by : Çalışma Kitabı